İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında diyabetin doğru yönetilmesine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Diyabetin kontrol altına alınmasında en büyük sorumluluğun diyabetlilere ait olduğunu belirten Alphan, “Yanlış beslenme alışkanlıklarını değiştirip sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek, diyabetle barışık yaşamanın temelidir” ifadelerini kullandı.
“Diyabetin iyi yönetilmesi, komplikasyon riskini azaltır”
Prof. Dr. Alphan, diyabet tedavisinin amacının kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak, belirtileri hafifletmek ve diyabete bağlı komplikasyonları önlemek olduğunu vurguladı.
“Beslenme, diyabet tedavisinin temelini oluşturur. Kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesinde en önemli faktör doğru beslenmedir. Sağlıklı beslenme; kalp-damar hastalığı, böbrek yetmezliği, görme bozukluğu ve sinir hasarı gibi komplikasyonların riskini azaltır” dedi.
“Kişiye özel beslenme planı şart”
Her bireyin beslenme ihtiyacının farklı olduğunu hatırlatan Alphan, diyabetli bireylerin bir diyetisyen eşliğinde kişiye özel plan oluşturmasının önemine dikkat çekti.
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin; enerji seviyesini artırdığını, yorgunluğu azalttığını ve ilaçların etkinliğini desteklediğini belirterek şu uyarılarda bulundu:
- Karbonhidrat sayımı yapılmalı, glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmeli.
- Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve baklagillerden zengin posalı besinler tüketilmeli.
- Yağsız protein kaynaklarına (balık, tavuk, yumurta, süt ürünleri) öncelik verilmeli.
- Trans yağlardan, paketli ürünlerden ve şekerli içeceklerden uzak durulmalı.
- Su tüketimi artırılmalı, porsiyon kontrolüne dikkat edilmeli.
“Ketojenik diyet diyabetliler için riskli”
Son yıllarda popülerleşen ketojenik diyetlerin diyabetli bireyler için uygun olmadığını belirten Alphan, “Ketojenik diyetler epilepsi tedavisinde faydalı olabilir ancak diyabetlilerde uzun vadede kalp-damar hastalığı, böbrek taşı, hipoglisemi ve kemik erimesi riskini artırabilir” dedi.
Beslenme rehberlerinin diyabetliler için bu tür diyetleri desteklemediğini vurgulayan Alphan, “Diyabetlilerin günde en az 130 gram karbonhidrat tüketmesi gerekir. Meyve, baklagil ve tahıl gibi besinleri kesmek, vücudun ihtiyaç duyduğu birçok besin öğesinden mahrum kalmasına neden olur” diye konuştu.
“Minimum insülin, maksimum fayda hedeflenmeli”
Diyabet tedavisinde ilaç ve insülin kullanımının sağlıklı beslenmeyle desteklenmesi gerektiğini belirten Alphan, şekerli besinlerin diyetten tamamen çıkarılması gerektiğini vurguladı:
“Diyabetlilerin, insülin dozlarını artırmadan tatlı veya şekerli içecek tüketmemeleri gerekir. Amaç, minimum insülin dozu ile maksimum fayda sağlamaktır. Diyabetliler için en doğru içecek sudur.”
Prof. Dr. M. Emel Alphan, diyabetin yaşam boyu süren bir hastalık olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Diyabetle iyi bir yaşam, ancak sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigaradan uzak durma, yeterli uyku ve D vitamini alımıyla mümkündür. Diyabet, doğru yönetildiğinde bireyin yaşam kalitesini düşürmek zorunda değildir; önemli olan onunla dost olmayı öğrenmektir.”




