Öğretmenlik, çoğu zaman bir meslek olarak tarif edilir ama hakikatte bundan çok daha fazlasıdır. İnsan yetiştirmek… Bir toplumu geleceğe hazırlamak… Bir milletin kaderini değiştirecek nesilleri yoğurmak… Bu kadar ağır ve bir o kadar da kutlu bir sorumluluk, ancak kalbiyle çalışan insanların omzunda taşınabilir. İşte öğretmenlik tam da budur: Adanmışlıkla, sevgiyle, sabırla örülmüş bir hayat biçimi.
Tarihin derinliklerinden bugüne uzanan köklü devlet geleneğimizin ve dört bin yıllık büyük millet olma bilincinin geleceği, bugün sınıfların içinde sessizce çalışan o görünmez kahramanlara emanettir. Bir öğrencinin masum bakışındaki ışığı keşfeden, potansiyeli fark eden, yeteneği büyüten ve karakter inşa eden o eller…
O eller ki bir milleti yeniden ayağa kaldırır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce söylediği o büyük söz, aslında bu gerçeğin en güçlü ifadesidir:
“Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”
Bu cümle yalnızca bir hitap değildir; bir milletin kalbini öğretmene teslim edişinin açık beyanıdır.
Bugün Öğretmenler Günü’nü kutlarken, bu mesleği hayatının onuru saymış kahramanlarımızı da unutmuyoruz.
Atamasının yapıldığı gün “Ben öğretmen oldum!” diyerek sevinç gözyaşları döken Aybüke Yalçın’ın heyecanı…
Kızını ve eşini vatan uğruna kaybetmesine rağmen “Vatana bir hayal, bir de sevdamı verdim” diyerek dimdik duran Nazife teyzenin vakarı…
29 yaşında şehit edilen Rüstem Öğretmen’in ardında yükselen “Rüstemler bitmeyecek” haykırışı…
Onlar bu mesleğin ne kadar kıymetli olduğunun en büyük kanıtıdır.
Necmettinlerin, Hanifilerin, Aybükelerin, Yaseminlerin ve daha nice isimsiz kahramanın ardında büyümeye devam eden öğrenciler…
Her biri bugün bir öğretmenin sessiz mucizesinin eseridir.
Öğretmen, her çocuğun dünyasına dokunan ilk iyileştiricidir.
Mahallede şefkati öğreten, sınıfta adaleti gösteren, hayatta duruş kazandıran kişidir.
Öğrencisine markayı değil; temizliği, düzeni, emeği, dürüstlüğü ve vicdanı öğretir.
Bir başarı öyküsünün temelinde çoğu zaman adı anılmasa da bir öğretmenin izi mutlaka vardır.
Benim için öğretmenlik, saygının yaşayan hafızasıdır.
Bugün 70 yaşındaki babam, eski öğretmenini görünce ceketinin düğmesini ilikliyor.
İşte bu kültürü bize öğretenler, bu ülkenin gerçek mimarlarıdır.
Bu yüzden, ülkenin dört bir yanında soğuk sınıfları ısıtan, imkânsızlıkları umuda dönüştüren, her çocuğa özel olduğunu hissettiren bütün öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.
Ellerindeki tebeşir, kalplerindeki sevgiyle bir milletin geleceğini yazan bütün öğretmenlerimize minnettarız.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Emeğiniz ödenmez, iziniz silinmez, değerinizi tarif edecek kelime yoktur.