Sevgili okurlar, hayatımızın dönemeçlerinde verdiğimiz kararlar, bizi nerelere götürüyor hiç düşündünüz mü? Bazen bir anlık öfkeyle sarf edilen bir söz, bazen de sadece içimizi rahatlatmak için söylediğimiz bir bahane... "Olan oldu, yapacak bir şey yok!" diyerek geçiştirdiğimiz kararlar, aslında hayatımızın seyrini değiştiren dönüm noktaları olabilir mi?

Bugün pek çok insan, seçimlerinin uzun vadeli etkilerini düşünmeden yaşıyor. Bir kararın sadece o anla sınırlı olduğuna inanmak, hepimize büyük bir rahatlık veriyor. Yanlış kararlar, anlık kazançlar, bozulan dengeler... Sonunda hep aynı bahaneye sığınıyoruz: "Bu benim kaderim!

Peki ya kader dediğimiz şey, aslında yaptığımız seçimlerden ibaretse? Belki de içimizde barındırdığımız korkular, hırslar ve beklentiler attığımız her adımda biz fark etmeden kaderimizi dokuyor. Yaptığımız en küçük hatalar bile sadece bizi değil, toplumu da etkiliyor. Bugün dünyada yaşanan kaosun sebebi sadece bireysel değil, kolektif bilinçle alınan kararlar değil mi?

Unutmamak gerekir ki, evrende her şey bir denge içinde. Hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Tarih boyunca insanlar, devletler, toplumlar anlık çıkarlar uğruna çok büyük hatalar yaptı. Ama görmezden geldikleri bir gerçek vardı: Zaman algısaldır, karma ise kaçınılmaz...

Peki biz? Gündelik koşturmaca içinde, içimizdeki en saf niyetle seçimler yapabiliyor muyuz? Bir gün bu dünyadan ayrıldığımızda, ardımızda nasıl bir iz bırakmak istiyoruz?

Ve en önemlisi... Ölümün sadece bir nefes uzağımızda olduğunu bilerek yaşasaydık, yine de aynı hataları yapar mıydık?

Belki de bu soruları kendimize daha çok sormalıyız. Çünkü biz neye inanırsak inanalım, hayatın bir hesabı var. Ve ne yaparsak yapalım, dönüp dolaşıp yine bizi bulacak...

Hayatın bize sunduğu sonsuz olasılıklar denizinde, yaptığımız her seçim bir sonraki adımı şekillendiriyor. Bazen bir yol ayrımında durup hangi yöne gideceğimizi düşünürken, iç sesimizi dinlemek yerine dış etkenlerin yönlendirmesine izin veriyoruz. Toplumun beklentileri, ailemizin istekleri, arkadaşlarımızın fikirleri... Tüm bunlar kararlarımızı etkiliyor ve bazen kendi özgün yolumuzu kaybetmemize neden oluyor.

Oysa her birimizin içinde, kendi hayatının pusulası var. Bizi mutluluğa, huzura ve başarıya götürecek olan yollar, iç sesimizin rehberliğinde yaptığımız seçimlerden geçiyor. Başkalarının beklentileri yerine kendi değerlerimize, tutkularımıza ve hayallerimize odaklandığımızda, gerçek anlamda kendimiz olabiliriz.

Unutmayalım ki, hayat bir yolculuktur ve bu yolculukta karşımıza pek çok engel çıkacaktır. Önemli olan, bu engeller karşısında yılmadan, pes etmeden ilerlemektir. Ve en önemlisi, her adımda seçimlerimizin sorumluluğunu almaktır. Çünkü kader dediğimiz şey, aslında yaptığımız seçimlerin toplamından ibarettir.

Songül Torbaoğlu