Bir tabela asmak kolaydır. Şık bir logo, birkaç sosyal medya paylaşımı, güzel ışıklı bir mekan… Dışarıdan bakınca hepsi “poliklinik”tir. Ama aslında çok azı markadır.

Peki, nedir farkı?

Poliklinik açılır ve marka olunur. Ve o “olmak”, sadece diploma, cihaz ya da lokasyonla değil; insanların zihninde ve kalbinde yer edinmekle ilgilidir.

Hele ki konu estetik ve sağlık olunca, bu fark daha da belirginleşir. Çünkü burada sadece güzelliğe değil, bedene, duyguya, özgüvene dokunuyorsunuz. Bu alanda hizmet veren bir kurum için “güven” kelimesi süslü bir reklam başlığı değil, varoluş sebebidir. Hastalar önce bakar, sonra sorgular, sonra teslim olur. Ve artık herkesin internette binlerce seçeneğe saniyeler içinde ulaşabildiği bir dünyada, yalnızca işini iyi yapmak yetmez. İyi görünmek, doğru görünmek, şeffaf olmak, söylediğinle yaptığının örtüşmesi gerekir.

Marka olmak; sabırla örülen bir ilişkidir.

İlk danışanınızla kurduğunuz güven bağı, yıllar içinde “sizi tavsiye eden bir topluluk” haline gelir. Bu görünmez zincir; reklam bütçesiyle değil, samimiyetle kurulur. Her danışanın hikayesini duymak, sadece işlem önermek değil; bazen “hayır, sana gerek yok” diyebilmektir marka olmak. İşte o zaman, yalnızca hizmet veren bir yer değil; insanların hayatına dokunan bir kurum haline gelirsiniz.

-Bugün sosyal medyada çok takipçisi olan her yer güvenilir mi?

Hayır.

-Bugün en yeni cihazı alan her merkez kaliteli mi?

Yine hayır.

Güvenin teknolojisi yok. O, insan yaklaşımında gizlidir. Marka olan yer, sadece sonuçla değil süreçle de tatmin eder. Sadece işlem yapmaz, danışanı eğitir. Herkesin aynı olmadığı gerçeğinden yola çıkar. Ezberden konuşmaz, dinler. Ve her şeyden önce, günü kurtarmaya değil, uzun vadeli ilişki kurmaya odaklanır.

Sağlık sektöründe marka olmak, büyük harflerle yazılmış bir iddia değil; küçük detaylarda gizli bir sadeliktir aslında. Hastaların yüz ifadesinden, çalışanların gözündeki enerjiden, telefon açıldığında çıkan sesin tonundan bile anlaşılır bu.

Sonuç olarak:
Bir poliklinik açmak bugünün meselesidir.
Ama bir marka olmak, yılların emeğidir.
Ve bu emeğin en büyük göstergesi, yeniden gelen, yeniden güvenen, yeniden sizi tercih eden insanlardır. Çünkü onlar artık bir tabelaya değil, bir duruşa inanıyordur.