Cep telefonları hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sabah uyanırken elimizde, gece uyurken başucumuzda… Ama bu küçük cihazların içinde, gözümüzden uzak duran bir tehlike var: Şişen bataryalar! Çoğu kişi bu durumu hafife alıyor, oysa küçücük bir batarya, büyük bir felakete yol açabilir.
Telefonların lityum iyon bataryaları, doğru kullanıldığında güvenli. Fakat zamanla yanlış şarj alışkanlıkları, yüksek ısıya maruz kalma ya da üretim hataları, bataryanın şişmesine neden olabiliyor. Önce fark edilmez, sonra kapağın hafifçe açıldığını, ekranın kabardığını görürsünüz. Bu, cihazın size attığı en ciddi “yardım çığlığıdır.” Çünkü şişen batarya yalnızca cihazınıza zarar vermez, aynı zamanda yangın ve patlama riski taşır.
Ne yazık ki çoğumuz bunu önemsemiyoruz. “Bir süre daha idare eder” diyerek telefonu kullanmaya devam ediyoruz. İşte en büyük hata bu. Çünkü şişen batarya bir süre sonra gaz sızdırmaya, daha sonra alev almaya başlayabilir. Haberlerde sık sık gördüğümüz “cep telefonu patladı” vakalarının çoğunun ardında işte bu ihmal var.
Çocukların ve gençlerin elinden düşmeyen telefonlar için risk daha da büyük. Onlar bataryanın şiştiğini fark etmeyebilir ya da önemsemeyebilir. Oysa ebeveynler için bu, göz ardı edilemeyecek bir sorumluluk. Şişen bataryayı görür görmez cihazı kullanmayı bırakmak, yetkili servise başvurmak gerekir.
Çözüm aslında basit: Kaliteli şarj aletleri kullanmak, telefonu uzun süre şarjda bırakmamak, aşırı ısıdan korumak ve bataryada şişme fark edildiğinde cihazı hemen servise götürmek. Ucuz ama kalitesiz şarj adaptörlerinin ya da yan sanayi bataryaların cazibesine kapılmak, uzun vadede hem cüzdanımıza hem sağlığımıza pahalıya patlar.
Teknoloji bize konfor sağlıyor, evet. Ama aynı teknoloji, doğru kullanılmadığında tehdit de yaratıyor. Cep telefonundaki şişen batarya, küçük görünen ama ciddi bir alarmdır. Onu görmezden gelmek, kendi güvenliğimizi hiçe saymaktır. Unutmayın, elinizdeki telefon sadece bir cihaz değil; doğru bakmadığınızda evinizin ortasında duran potansiyel bir bomba olabilir.