"Bu hafta başlıyorum!"
Kaçımız bu cümleyi kaç kez kurdu? Kaç pazartesi bu sözle geçti gitti? Yarım kalan planların, dolapta etiketiyle duran spor kıyafetlerinin sayısını kim bilebilir? Ve işin ilginç yanı, neden hep Pazartesi?
Pazartesi, zihnimizde pırıl pırıl, tertemiz bir başlangıcın, sil baştan yapma arzusunun simgesi. Haftaya iyi bir başlangıç yapabilirsek, sanki hayatımızdaki her şey rayına oturacakmış gibi hissederiz. Ama gelin görün ki pazartesi gelir, sabahın köründe alarm çalmaya başlar, dışarıda hava kapalıdır, uyku hala üzerimizdedir... Ve o büyük karar, usulca bir başka pazartesiye ertelenir. Bu kısır döngü, sadece sporla sınırlı değil aslında; hayatımızın birçok alanında karşılaştığımız, ertelemeye meyilli genel bir oyalama biçimi.
Spor yapma fikriyle, o sporu gerçekten yapma eylemi arasındaki mesafe, düşündüğümüzden çok daha uzun. Sürekli bir motivasyon arayışı içindeyiz; ancak motivasyon sihirli bir şekilde kendiliğinden geliveren bir şey değil. O, asıl harekete geçtikten, o ilk adımı attıktan sonra doğan, gelişen bir sonuç. Ne yazık ki, çoğumuz o ilk adımı bile atmaya direniyoruz. Belki de "başlamak" kadar, "beklemek" de alışkanlık haline geldi bizde.
Sosyal medyada karşımıza çıkan o pırıl pırıl fit vücutlar, estetik pozlar, ilham verici "öncesi/sonrası" dönüşüm hikayeleri, bizi ilk başta gaza getiriyor, evet. Ama sonra dönüp kendimize baktığımızda, aradaki o devasa fark gözümüzde büyüyor ve tüm cesaretimizi kırıyor. Oysa gerçek değişim, ille de pazartesi başlamaz. Bir çarşamba akşamı da olabilir, bir cuma sabahı da... Önemli olan, başlamak için özel bir "gün" aramak değil, içinde bulunduğumuz "bugün"ü kaçırmamaktır.
Belki de asıl mesele şu: Biz sporu hala bir zorunluluk olarak görüyoruz. Keyif alınacak, bedenimize ve ruhumuza iyi gelecek bir aktivite olmaktan çok, yapılması gereken sıkıcı bir görev gibi. Bu bakış açısıyla hiçbir şey sürdürülebilir olmaz. Sevmeden, isteyerek yapılmayan her rutin, bir gün mutlaka tökezler ve yarı yolda kalır.
O yüzden bu sefer pazartesiyi falan beklemeyin. Hemen şimdi ayağınıza bir spor ayakkabısı geçirin, sevdiğiniz bir müzik açın ve kısa bir yürüyüşe çıkın. Beş dakika bile olsa hareket edin. Çünkü mesele, haftaya "bomba gibi" başlamak değil, bugün kendinize minicik de olsa bir iyilik yapabilmek.
Unutmayın, spor motivasyonu dışarıdan size gelmez. Siz başlayınca, o size gelir.