Doğum sonrası depresyon (postpartum depresyon), annelerin ruhsal ve fiziksel sağlığını etkileyen en önemli dönemlerden biri olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, bu sürecin çoğu zaman fark edilmediğini, ancak erken tanı ve destekle tamamen tedavi edilebileceğini vurguluyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Yeşim Ruhat Kutlu, doğum sonrası depresyonun hem biyolojik hem de çevresel faktörlerle ilişkili olduğunu belirterek aileleri dikkatli olmaya çağırdı.

“Doğum sonrası ruhsal dalgalanmalara dikkat edilmeli”

Gebelik sürecinde değişen hormon seviyelerinin doğumdan sonra hızla normale dönmeye çalıştığını belirten Dr. Kutlu, bu durumun kadının ruh halini doğrudan etkilediğini söyledi:

“Kadın doğumdan sonra hem bedensel hem de duygusal anlamda büyük bir değişim yaşar. Hormon seviyelerindeki ani değişim, ruhsal dalgalanmalara yol açabilir. Bu nedenle doğum sonrası dönemde annenin psikolojik durumu yakından izlenmelidir.”

“Annelik hüznü genellikle geçicidir”

Doğum yapan kadınların yaklaşık yarısında görülen “annelik hüznü” veya “baby blues” döneminin geçici olduğunu hatırlatan Dr. Kutlu, şu bilgileri paylaştı:

“Bu dönemde huzursuzluk, ağlama isteği, çaresizlik hissi ve duygusal dalgalanmalar görülebilir. Ancak genellikle 2-3 hafta içinde kendiliğinden geçer. Bu süreçte annenin çevresinde sakin, destekleyici bir ortam olması çok önemlidir.”

“Belirtiler iki haftadan uzun sürüyorsa dikkat edilmeli”

Dr. Kutlu, doğum sonrası depresyonun annelerin yüzde 10 ila 20’sinde görüldüğünü belirterek uyarıda bulundu:

“Eğer bu duygular iki haftadan uzun sürüyorsa ve anne kendini giderek daha kötü hissediyorsa, postpartum depresyon olasılığı düşünülmelidir. Toplumda ‘anne mutlaka mutlu olmalı’ algısı nedeniyle birçok kadın yaşadığı zorlukları gizliyor. Bu durum, suçluluk ve yetersizlik duygularını artırıyor.”

“Uykusuzluk ve çaresizlik en belirgin belirtiler arasında”

Doğum sonrası depresyonun klasik depresyondan farklı seyrettiğini belirten Kutlu, şunları söyledi:

Türkiye’de kanser vakalarının yoğun olduğu iller açıklandı: Listenin başında hangi il var?
Türkiye’de kanser vakalarının yoğun olduğu iller açıklandı: Listenin başında hangi il var?
İçeriği Görüntüle

“Bu dönemde yorgunluk, uykusuzluk, kaygı, suçluluk hissi ve bebeğe iyi bakamama korkusu sık görülür. Bazı vakalarda hayatın anlamsızlaştığı, hatta intihar düşüncelerinin geliştiği tablolarla da karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden erken fark edilmesi hayati önem taşır.”

“Hormonlar ve çevresel baskılar birlikte etkili”

Doğum sonrası depresyonun yalnızca psikolojik değil, biyolojik yönü de bulunduğunu vurgulayan Dr. Kutlu, şu ifadeleri kullandı:

“Doğumla birlikte östrojen, progesteron ve oksitosin gibi hormonlardaki ani değişimler ruh halini etkiler. Uykusuzluk, yetersiz beslenme ve sosyal destek eksikliği de riski artırır. Gebelik süresince yaşanan stres, yalnızlık, ağır iş yükü ve çevresel baskılar da tetikleyici olabilir.”

“Eş ve aile desteği iyileşmenin anahtarı”

Yeni doğum yapan bir annenin kendi ruhsal durumunu fark etmesinin kolay olmadığını belirten Kutlu, çevrenin desteğinin belirleyici olduğunu söyledi:

“Bu süreçte annenin yakın çevresi, özellikle eşi ve ailesi dikkatli olmalı. Annenin kendine veya bebeğine zarar verme riski varsa vakit kaybetmeden bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır. Tedavide ilaçların yanı sıra psikoterapi ve aile desteği de çok önemlidir. Anneyi yargılamadan dinlemek, yanında olmak iyileşmenin en güçlü adımıdır.”

Kaynak: İHA