Bu ülkede “spor” denince insanların aklına hemen futbol geliyor. İster televizyonu açın, ister gazeteyi karıştırın, gündemin büyük kısmı futbola ayrılmış durumda. Oysa spor sadece 90 dakikalık sahada geçen bir mücadele değil. Atletizm, güreş, yüzme, boks, voleybol, basketbol, jimnastik gibi sayısız branşta ülkemiz, büyük başarılar elde ediyor. Üstelik bu başarılar uluslararası arenada adımızı duyuruyor. Peki, neden futbol kadar konuşulmuyor? Neden diğer sporcularımız hak ettikleri değeri göremiyor?
Bir futbolcunun transfer haberleri saatlerce konuşulurken, Avrupa, dünya veya olimpiyat madalyası kazanan diğer sporcularımız birkaç satır haberin bile konusu olmuyor. Televizyon programlarında, sosyal medyada ya da gazetelerde çoğu zaman tek döngü var: Futbol, futbol, futbol. Oysa arka planda bin bir zorlukla mücadele eden, çoğu zaman maddi imkansızlıklar içinde olan, gece gündüz çalışan onlarca sporcu var. Onlar sessiz, ama başarıları sessizlikle örtülemez.
Futbol, Türkiye’de gerçek bir tutku ve kültür. Bunu inkar etmek mümkün değil. Ama sporu sadece futbola indirgemek, milyonlarca gencin farklı spor dallarına yönelmesini engelliyor. Kim futbol dışındaki sporları görmez, duymazsa, gençler neden farklı alanlara yönelsin? Sporun sadece bir çeşidiymiş gibi algılanması, ülkenin sportif gelişimine zarar veriyor.
Dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almamızın en büyük nedenlerinden biri, sadece futbol değil, diğer branşlarda da yetiştirdiğimiz yeteneklerdir. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda kadın boksörlerimizin kazandığı madalyalar, milli ampute futbol takımımızın başarısı, filenin sultanlarının şampiyonlukları bu gerçeğin en güzel örnekleri. Ancak bu başarılar çoğu zaman gerekli ilgi ve desteği göremiyor.
Sporun tüm branşlarına eşit yaklaşmak, sadece başarı için değil, toplumun fiziksel ve ruhsal sağlığı için de çok önemli. Farklı spor dallarının desteklenmesi, çocukların ve gençlerin daha sağlıklı, disiplinli ve sosyal bireyler olarak yetişmesini sağlar. Bu nedenle medyanın, sponsorların, devletin ve kulüplerin rolü büyük. Sporu sadece futbola sıkıştırmak yerine, tüm dallara alan açmalıyız.
Artık bu döngüyü kırmanın zamanı geldi. Çünkü sporu tek bir branşla sınırlandırmak, hem sporculara hem de sporseverlere haksızlık. Tüm sporcularımıza hak ettikleri değeri verelim ki, onların başarıları çoğalsın, gençler her alanda kendini gösterebilsin. Spor, bir kültürdür, bir yaşam biçimidir. Bu kültürün içine sadece futbol değil, tüm branşlar girmelidir.
Unutmayalım ki, bir ülke sporda çeşitlilik ve başarıyla anılıyorsa, o ülke gerçek anlamda gelişmiş ve güçlüdür. Bizim de hedefimiz bu olmalı.