İzmir'de kiralık ev bulmak son yıllarda adeta bir kabusa dönüştü. Uygun fiyatlı, ulaşımı kolay, güvenli ve yaşanabilir bir konut arayanlar genellikle eli boş dönüyor. Üstelik bu durum sadece şehir merkezleriyle sınırlı değil; çevre ilçelerde bile kiralık konut bulmak hem zorlaştı hem de cep yakar hale geldi. Peki, bu durumun ardında yatan nedenler neler?

Kiralık ev piyasasındaki bu sıkışıklığın temel sebeplerinden biri pandemi süreciyle başlayan yaşam tarzı değişiklikleri. Şehir merkezlerinden daha kırsal bölgelere veya yazlık semtlere doğru bir göç başladı. İnsanlar, müstakil yaşam alanlarına veya daha sakin yerlere yönelince, bu bölgelerdeki yazlık konutlar kalıcı evlere dönüştü. Ani talep artışı yaşanırken, konut arzı aynı hızda yükselememişti. Bu durum, hem kira fiyatlarını fahiş seviyelere çekti hem de mevcut evlerin çok hızlı bir şekilde kiralanmasına yol açtı. Artık "bir ev ilana düştüğü gibi tutuluyor" söylemi ne yazık ki gerçeği yansıtıyor.

Piyasadaki bu tablonun bir diğer önemli nedeni ise yeni konut üretiminde yaşanan ciddi yavaşlama. İnşaat maliyetlerinin hızla artması, arsa fiyatlarındaki yükseliş, ruhsat süreçlerinin uzaması ve genel ekonomik belirsizlikler, müteahhitleri yeni projelere başlamaktan alıkoydu. Bu durum, piyasaya arz edilecek kiralık konut stokunu dramatik bir şekilde azalttı. Azalan arz karşısında artan talep, doğal olarak fiyatların yukarı yönlü hareket etmesine zemin hazırladı.

Kiralık ev krizinde mülk sahiplerinin tutumları da önemli bir etken. Bazı ev sahipleri, kira fiyatlarını piyasanın çok üzerinde belirleyerek konutlarını uzun süre boş tutabiliyor. Kimileri ise döviz veya altın kuru üzerinden kira talep ederek yasal düzenlemelerin sınırlarını zorluyor. Bu durum, özellikle dar gelirli vatandaşların ve öğrencilerin seçeneklerini büyük ölçüde kısıtlıyor. Piyasadaki bu spekülatif hareketler, adil kira artışlarının önüne geçerek krizin derinleşmesine neden oluyor.
Özellikle öğrenciler, yeni evlenen çiftler ve şehir dışından İzmir'e gelen çalışanlar için bu durum daha da zorlayıcı. Aynı anda hem uygun fiyatlı hem de iyi konumda bir ev bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Birçok kiralık ilanı, emlak portallarına dahi düşmeden, "el altından" veya emlakçılar aracılığıyla çok hızlı bir şekilde kiralanıyor. Bu durum, özellikle şehirde yeni olanların ve dar bütçelilerin yaşadığı mağduriyeti artırıyor.

Bugün yaşadığımız kiralık konut krizi, sadece basit bir arz-talep dengesizliği değil. Aynı zamanda planlama, denetim ve sosyal konut politikalarındaki yetersizliklerin bir sonucu. Bu durum, günübirlik çözümlerle değil, uzun vadeli ve yapısal bir yaklaşımla ele alınması gereken karmaşık bir sorun.