Hipertansiyon, dünyada ve Türkiye’de milyonlarca insanı etkileyen en yaygın sağlık sorunlarından biri. Kan basıncının 140/90 mmHg ve üzeri ölçümlerle yüksek tansiyon olarak kabul edildiğini belirten VM Medical Park Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Dursun, kontrolsüz hipertansiyonun hayati organlarda kalıcı hasara yol açabileceğini vurguladı.
“Dünya genelinde 1,28 milyar kişi hipertansiyon hastası”
Dr. Dursun, hipertansiyonun en sık yaş ve genetik faktörlerle ortaya çıktığını, ancak aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam, obezite, sigara ve stresin de riski artırdığını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 30-79 yaş aralığında yaklaşık 1,28 milyar yetişkinin hipertansiyon hastası olduğunu söyleyen Dursun, bu kişilerin yüzde 80’inden fazlasının tansiyonunun kontrol altında olmadığını kaydetti.
Türkiye’de ise her üç hipertansiyon hastasından ikisinin kan basıncının kontrolsüz olduğuna dikkat çeken uzman, yanlış beslenme, obezite, düzensiz ilaç kullanımı ve stresin en önemli nedenler arasında olduğunu aktardı.
“Kalp krizi, felç ve beyin kanaması riskini artırıyor”
Hipertansiyonun kardiyovasküler hastalıklar için en önemli risk faktörlerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Dursun, “Kontrolsüz hipertansiyon; kalp krizi, inme, beyin kanaması, böbrek yetmezliği ve kalp yetmezliği riskini ciddi şekilde artırır. Ayrıca inmeye yol açan ritim bozukluklarının da en sık nedenidir” dedi.
Özellikle uyku apnesi olan kişilerde hipertansiyon riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
“Tedavi kadar korunma da hayati”
Dr. Dursun, hipertansiyonun düzenli takip ve tedaviyle kontrol altına alınabileceğini belirterek şu önerilerde bulundu:
· İlaçlar düzenli kullanılmalı, tedavi aksatılmamalı.
· Tuz tüketimi azaltılmalı, sigara ve alkol bırakılmalı.
· Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapılmalı.
· İdeal kiloya ulaşmak için sağlıklı beslenme benimsenmeli.
· Hekim kontrolleri ihmal edilmemeli.
· Şiddetli horlaması olanlar mutlaka KBB veya göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalı.
“Hipertansiyonu küçümsemeyin”
Hipertansiyonun “sessiz ve sinsi” ilerleyen bir hastalık olduğunu dile getiren Dr. Dursun, “Birçok kişi ya hastalığının farkında değil ya da tedavisini aksatıyor. Halbuki kontrol altına alınmadığında kalp, beyin ve böbrek gibi hayati organlarda ciddi hasarlar bırakıyor. Erken tanı ve düzenli tedavi ile bu riskleri en aza indirmek mümkündür” ifadelerini kullandı.
