Prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen ikinci kanser türü olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Yusuf Gençten, hastalığın genellikle belirti vermeden sinsi şekilde ilerlediğini belirterek, erken tanının hayati önem taşıdığını söyledi.
“Birçok erkek tarama testlerinden habersiz”
Dünya genelinde erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık ölüme neden olan prostat kanserinin, Türkiye’de de her yıl yaklaşık 17 bin yeni vakayla ciddi bir sağlık yükü oluşturduğunu söyleyen Dr. Yusuf Gençten, farkındalık eksikliğine dikkat çekti.
“Birçok erkek PSA testi, rektal muayene ya da biyopsi gibi tarama yöntemlerinden haberdar değil. Utanma, damgalanma korkusu ve hekime geç başvuru da bu hastalığın erken evrede yakalanmasını zorlaştırıyor” dedi.
“Erken evrede belirti vermiyor”
Ailesinde prostat kanseri öyküsü olanlar ve Afrika kökenli erkeklerde riskin daha yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Gençten, doymuş yağ ve kırmızı etten zengin beslenmenin de riski artırdığını belirtti.
“Erken evrede hiçbir belirti görülmez ancak hastalık ilerledikçe idrar yapma güçlüğü, gece sık idrara çıkma ve idrarda zorlanma gibi şikayetler ortaya çıkabilir. PSA testi ve parmakla yapılan prostat muayenesi, tanı sürecinde en sık kullanılan yöntemlerdir” ifadelerini kullandı.
“Erken teşhis, tedavi şansını katlıyor”
Prostat kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Dr. Gençten, “Erken evrede tespit edilen vakalarda cerrahi ya da radyoterapiyle tam iyileşme mümkündür. Ancak geç tanı durumunda kemoterapi veya hormonal tedaviler gerekebilir. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri, yaşam süresini ve kalitesini doğrudan etkiler” dedi.
Son olarak Dr. Gençten, farkındalık ayının önemine değinerek, “Erkekler risklerini bilmeli, düzenli kontrollerini yaptırmalı. Erken tanı, yaşam kurtarır” çağrısında bulundu.
