Türk futbolunda yıllardan bu yana konuşulan altyapı sorunu bir türlü tam olarak çözülemiyor. 85 milyonluk nüfusa rağmen dünya çapında forma giyen Türk futbolcu sayısı diğer Avrupa ülkelerine göre halen az sayıda. Bunun sebebi ise çok açık: altyapılara yeteri kadar önem verilmemesi. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi dev kulüplerin bile tam olarak ve kusursuz altyapı sahaları bulunmuyor. Altyapı konusunda en ileride olan ülke Almanya. Peki, Almanya bunu nasıl başardı? Almanya’nın futbolu yeniden dünya zirvesine taşıyan altyapı devrimi, 2002 Dünya Kupası finali sonrası başladı. 2000 Avrupa Şampiyonası’nda grup sonuncusu olup 2002’de ancak finale gelebilmek, Almanları artık köklü bir değişime zorladı. 2002-2014 arasında kurulan sistem, bugün hâlâ dünyanın en iyisi kabul ediliyor. Önce çok sert bir karar alındı: Bundesliga ve 2. Bundesliga’daki bütün kulüplere “Ya Alman Futbol Federasyonu (DFB) standartlarında profesyonel akademi kuracaksınız ya da profesyonel liglerde yer alamayacaksınız” denildi. Bugün 36 profesyonel kulübün tamamı sertifikalı akademi sahibi. Ülke genelinde 390 bölgesel performans merkezi kuruldu. 8-14 yaş arasındaki yetenekli her çocuk, evinden en fazla 30-40 kilometre uzakta, tamamen ücretsiz ve profesyonel koşullarda eğitim alabiliyor. Akademilerin asgari standartları çok yüksek: Her biri en az 6 tam zamanlı çocuk-gençlik antrenörü, 2 kaleci antrenörü, fizyoterapist, spor psikoloğu ve video analiz ekibi bulundurmak zorunda. Alman devleti ve DFB, bu akademilere her yıl yaklaşık 100-120 milyon Euro doğrudan destek sağlıyor. Antrenör eğitimi bambaşka bir seviyeye çıkarıldı. Almanya’da bugün 30 binden fazla B lisanslı, 5.500’den fazla A lisanslı ve yaklaşık 1.200 Pro lisanslı antrenör var. Pro lisans bile bir yıl tam zamanlı Köln Spor Akademisi’nde eğitim gerektiriyor. Türk kökenli nüfusu da özel olarak hedef aldılar. Türk asıllı scout’lar görevlendirdiler, Türk ailelere Almanca-Türkçe bilgilendirme toplantıları düzenlediler. Mesut Özil, İlkay Gündoğan, Emre Can ve daha onlarcası bu bilinçli politika sayesinde Alman sisteminde yetişti. Son olarak 50’den fazla “Elit Spor Okulu” açıldı. Çocuklar sabah normal okuluna gidiyor, öğleden sonra kulübün akademisinde profesyonel futbol eğitimi alıyor. Okul ve futbol birbiriyle çatışmıyor, tam tersine birbirini besliyor. Kısacası Almanya, Almanya 2002’de aldığı ağır yenilgiyi fırsata çevirdi ve 12 yılda sıfırdan, devlet-kulüp-federasyon-elit okul iş birliğiyle mükemmele yakın bir altyapı sistemi kurdu. 2014 Dünya Kupası’nı kaldıran kadronun temeli, işte bu sistemle ortaya çıktı. Ülkemizde neden olmasın sorusu ise bu noktada doğru bir soru.