Bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Uluslararası Urla Enginar Festivali, yalnızca bir yemek festivali değil; aynı zamanda kültürün, sanatın, doğanın ve yöresel yaşamın iç içe geçtiği üç günlük bir şenlik. Urla’nın tarihi sokakları, rengarenk stantlar ve nefis enginarlı tariflerle dolup taşarken, hem damaklara hem de ruhlara hitap edecek dopdolu bir program ziyaretçileri bekliyor.
Ege mutfağının baş tacı!
Urla enginarı, sadece lezzetiyle değil, yetiştirildiği doğanın verdiği kaliteyle de Ege mutfağının baş tacı. Zeytinyağlısından dolmasına, salatasından çorbasına kadar sayısız tarifin başrolü olan enginar, bu festivalde hem klasik hem de modern yorumlarla sofralara taşınıyor.
Neden Urla Enginarı bu kadar özel?
Enginar, sağlıklı beslenmenin en değerli sebzelerinden biri olarak bilinir. İçerdiği cynarin maddesi sayesinde karaciğeri destekler, safra kesesi salgısını artırarak sindirimi kolaylaştırır. Potasyum açısından da zengin olan bu mucizevi sebze, özellikle taze tüketildiğinde çiçek sapının öz kısmı ve çiçek tablası ile birlikte yenebilir.
Ancak Urla Enginarı’nı özel kılan şey sadece besin değeri değil…
Urla Sakız Enginarı, bardak biçimindeki tomurcuk formu, liflenmeyen yapısı ve taze taç yapraklarının yenilebilir oluşuyla diğerlerinden ayrılır. Urla Yarımadası’nın ılıman ikliminde yetişen bu özel tür, karasal iklimlerde aynı kaliteyi gösteremez. Bu eşsiz özellikleri sayesinde coğrafi işaret tesciline sahiptir ve korunmaktadır.
Bir efsane: Enginarın mitolojik kökeni
Enginarın kökeniyle ilgili mitolojik bir efsane de var...
Tanrıların tanrısı Zeus, güzelliğiyle tanınan Cynara adlı genç kıza âşık olur ve onu Olimpos’a, tanrıların arasına götürür. Cynara başta bu hayattan memnun kalsa da zamanla özlem duyarak gizlice yeryüzüne dönüp ailesini ziyaret eder. Bu duruma öfkelenen Zeus, onu bir bitkiye çevirerek yeryüzüne fırlatır. İşte o bitki, enginar olur…
Yani enginar yalnızca sağlıklı bir sebze değil, aynı zamanda tanrıların öfkesinden doğan mitolojik bir simgedir.