Türk şiirinin usta isimlerinden Can Yücel’in vefatının üzerinden 26 yıl geçti. 12 Ağustos 1999’da hayatını kaybeden Yücel, ironi yüklü dili, halk söyleyişlerini harmanladığı üslubu ve toplumsal konulara duyarlı eserleriyle hafızalarda yer etti.
İstanbul’dan Cambridge’e uzanan eğitim
21 Ağustos 1926’da İstanbul Kumkapı’da doğan Yücel, eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in oğlu olarak edebiyatla iç içe bir ortamda büyüdü. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Klasik Filoloji eğitiminin ardından İngiltere Cambridge Üniversitesi’nde Latince ve Yunanca üzerine öğrenim gördü. Londra’da BBC Türkçe servisinde spikerlik yaptı, çeşitli elçiliklerde çevirmenlik görevlerinde bulundu.
Edebiyat ve çeviri çalışmaları
İlk şiirini 10 yaşında yazan Yücel, eserlerinde halk dili, türküler ve argo unsurları ustalıkla kullandı. Lorca, Shakespeare ve Brecht’ten çeviriler yaptı. Shakespeare’in “To be or not to be” dizelerini “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” şeklinde yorumlaması dikkat çekti.
Hapishane yılları ve tartışmalı davalar
Che Guevara ve Mao Zedong’dan yaptığı çeviriler nedeniyle 12 Mart 1971’de 15 yıl hapse mahkum edildi. 1974’te genel afla serbest kalan Yücel, “Bir Siyasinin Şiirleri” adlı kitabını yayımladı. 1980 sonrası “Rengahenk” kitabı müstehcenlik iddiasıyla toplatıldı, 1998’de dönemin Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılandı.
Datça’da geçen son yıllar
1989’dan sonra eşiyle Datça’ya yerleşen şair, burada hem şiir yazmayı hem de edebiyat dergilerine katkı sunmayı sürdürdü. Yücel, 12 Ağustos 1999’da İzmir’de 73 yaşında hayatını kaybetti. Datça’daki evi bugün müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor, anısına her yıl kültür-sanat etkinlikleri düzenleniyor.