Türk askeri, Gazze'de ateşkesi denetleme, insani yardım dağıtımını koruma ve yeniden inşa sürecinde güvenliği sağlama gibi kritik rolleri üstlenebilir
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin barış gücü görevlerinde deneyimli olduğunu vurgulayarak, "Kendisine tevdi edilecek her türlü göreve hazırız" mesajını verdi. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Gazze'deki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin "yapıcı bir rol" oynayabileceğini söylerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise "Türk askerinin Gazze'ye girmesi söz konusu değil" diyerek sert bir tavır sergiledi. Anlaşmaya göre, Gazze'nin güvenliğini sağlamak amacıyla uluslararası istikrar gücü (ISF) kurulması planlanıyor; bu güce Türkiye, Mısır, Endonezya ve Azerbaycan askerî katkı sağlayacak. Hamas'ın Türk askerini özellikle talep ettiği biliniyor, ancak İsrail'in bu öneriye şiddetle karşı çıktığı diplomatik kaynaklarca doğrulandı. Erdoğan, önceliğin "acil ateşkes, insani yardım ve yeniden imar" olduğunu ifade ederek, istikrar gücünün detaylarının müzakerelerde netleşeceğini dile getirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Paris'teki Gazze konferansında, Türkiye'nin görev gücünde "sahadaki uygulamaları takip edeceğini" açıkladı, ancak askeri boyutun belirsizliğini koruduğunu ekledi. İngiliz gazetesi The Guardian, diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, BM Güvenlik Konseyi kararıyla şekillenecek bu yapının, bölgedeki istikrarı tesis etmeyi hedeflediğini yazdı. ABD ve Avrupa Birliği'nin desteklediği plana rağmen, Arap ülkeleri arasında Türkiye'nin rolüne yönelik çekinceler devam ediyor. MSB, Gazze'de iki yıldır süren insani trajediye dikkat çekerek, yardım konvoylarının koordinasyonu için CMCC merkezinin kurulduğunu duyurdu. Erdoğan, Trump ile yaptığı görüşmede, Hamas'ı ateşkese ikna etmenin Türkiye'nin diplomatik başarısı olduğunu ima ederken, "Kalıcı barış için elimizden geleni yapacağız" dedi. İsrail medyası, Netanyahu'nun "kırmızı çizgi" olarak tanımladığı Türk troop'larına karşı ABD ile gerilim yaşadığını iddia etti. Kahire'de düzenlenecek yeniden inşa konferansında, 67 milyar dolarlık maliyete Körfez ülkelerinin katkısı beklenirken, Türkiye'nin inşaat firmalarının da sürece dahil olması gündemde. TSK'nın Lübnan ve Suriye'deki tecrübesi, Gazze görevi için avantaj olarak görülüyor, ancak riskler de göz ardı edilmiyor. Vance'in "İsraillilere zorla kabul ettirmeyeceğiz" sözleri, ABD'nin arabuluculuğunu koruma çabasını yansıtıyor. Filistin tarafı, Türk askerinin varlığını "güvenlik garantisi" olarak nitelendirirken, muhalif sesler iç siyasette tartışma yaratıyor. Anlaşmanın üçüncü aşamasında, Hamas'ın silahsızlandırılması ve iki devletli çözüm yol haritası ele alınacak. Türkiye, Sumud Filosu gibi insani operasyonlarda edindiği deneyimi, Gazze'de de kullanmaya hazır olduğunu belirtiyor. Olası bir görevde Türk askeri, Gazze'de ateşkesi denetleme, insani yardım dağıtımını koruma ve yeniden inşa sürecinde güvenliği sağlama gibi kritik rolleri üstlenebilir. Sonuç olarak, Türk askerinin Gazze'ye gönderilmesi, diplomatik pazarlıkların seyrine bağlı; ancak Ankara'nın Orta Doğu'daki ağırlığını pekiştireceği kesinleşiyor.




