Kurban Bayramı yarın başlıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sabah namazıyla birlikte bir telaş, bir heyecan, bir bayram coşkusu saracak memleketi. Ama bayram sadece et kavurması, tatlı telaşlar ve büyüklerin elini öpmek değildir. Bayram; dayanışmadır, paylaşmaktır, hatırlamaktır. Ve tüm bunlar, farkında olmadan aslında sporun ruhuyla da birebir örtüşür.
Sporcular sahaya yalnız çıkmaz. Bir takımın parçası olduklarında, başarıya giden yol ancak birlikte yüründüğünde anlam kazanır. Kurban Bayramı da böyledir. Paylaşmadan, yardımlaşmadan, birbirinin derdine ortak olmadan eksik kalır. Sahadaki paslaşma neyse, bayramdaki paylaşma da odur. Biri topu göğsünde yumuşatır, diğeri elindeki eti komşusuyla paylaşır. İkisi de insan olmanın inceliğidir.

Spor sadece rekabet değil; disiplin, saygı, hoşgörü ve birliktelik demektir. Bayram ise tam da bu değerleri tazelemek için bir fırsattır. Belki aylarca görüşmediğiniz bir arkadaşınıza, eski takım arkadaşınıza bir mesaj atarsınız. Belki çocuklarınızla birlikte sahaya inersiniz. Belki de gençlere örnek olmak için sokak ortasında top oynayan çocuklara sadece bir “aferin” dersiniz. Bunların hepsi bayramdır. Bayram, sadece kurban kesmekle değil, kalpleri birleştirmekle olur.

Unutmayalım; bir sporcunun gerçek gücü sadece kaslarında değil, vicdanındadır. Tıpkı bir insanın büyüklüğünün cüssesiyle değil, yüreğiyle ölçülmesi gibi… Kurban Bayramı bize bu yüreği yeniden hatırlatır. Yardım eli uzatmayı, emeği görmeyi, mücadelenin içinde sevgi üretmeyi öğretir. Tıpkı sahada ter dökerken sadece skor değil, saygı da ürettiğimiz gibi.
Bu bayram, sahada olanlarla olmayanları bir araya getirelim. Yaşlısı, genci, sporcusu, taraftarı… Hep birlikte aynı masada, aynı sofrada, aynı yürekle buluşalım. Çünkü bayram dediğin, tek yürek olmaktır. Spor gibi, kazanırken bile insan kalmayı unutmamaktır.

Herkese sağlıklı, huzurlu, sporla dolu bir bayram dilerim.

Bayramınız kutlu olsun.