Özellikle İzmir'in Urla, Seferihisar ve Çeşme gibi ilçelerinde yetişen "sakız enginarı" çeşidiyle ünlenen bu bitki, Osmanlı döneminden beri tarımsal bir değer olarak üretiliyor. Aşağıda, tarihsel kökenini ve üretim sürecinin evrimini adım adım ele alacağım. Bilgiler, tarihi kaynaklar ve tarımsal verilere dayanarak derlendi.
Mısır üzerinden Akdeniz'e yayılmış
Enginar (Cynara scolymus), Asteraceae (papatyagiller) familyasından bir bitki olup, kökeni Etiyopya'ya dayanıyor. Mısır üzerinden Akdeniz'e yayılmış ve Antik Yunan-Roma dönemlerinde soylu sofraların vazgeçilmezi olmuş. Yunan filozofu Theophrastus (MÖ 371-287), enginarın İtalya ve Sicilya'da yetiştirildiğini belgeleyen ilk kaynaklardan biri.
Osmanlı İmparatorluğu'na geçişte enginar, 15.-16. yüzyıllarda saray mutfaklarında popüler hale gelmiş. Osmanlı arşivlerine göre, enginar ilk olarak İstanbul'un Bayrampaşa ilçesinde yetiştirilmiş ve burası "enginarın anavatanı" olarak sembolik bir üne kavuşmuş. İzmir'e özgü üretim ise 16. yüzyıldan itibaren belgeleniyor: Ege'nin ılıman iklimi, bitkinin doğal habitatına uygun düşmüş. Dönemin tüccarları, enginarı tıbbi amaçlı olarak sindirim desteği için ve gıda olarak ihraç etmiş.
Türkiye'nin enginar üretiminin yüzde 60'ı İzmir'den karşılanıyor
İzmir’in dünyaca ünlü enginarı, Osmanlı’dan bugüne uzanan köklü bir tarım hikâyesine sahip. Ege’nin ılıman ikliminde yetişen bu sebze, özellikle Urla ve Seferihisar’da “sakız enginarı” adıyla biliniyor. Antik çağlardan beri Akdeniz’de tüketilen enginar, Osmanlı saray mutfaklarında 15. yüzyılda yerini aldı. İstanbul’un Bayrampaşa ilçesi, bir dönem enginarın merkezi olarak anılıyordu. İzmir ise 16. yüzyıldan itibaren bu bitkinin üretim üssü haline geldi. Osmanlı çiftçileri, enginarı vegetatif yöntemle, yani dip sürgünleri ve kök parçalarıyla çoğalttı. Topraklar elle sürülerek doğal gübreyle zenginleştirilirdi. Dikim, sonbahar ve kış aylarında, 1-1.25 metre mesafelerle yapılırdı. İlkbaharda elle toplanan enginarlar, saraya ve Avrupa’ya ihraç edilirdi. Karaciğer dostu bu bitki, Osmanlı’da “mucizevi” olarak görülüyordu. Cumhuriyetle birlikte İzmir enginarı üretimi modernleşti; tohumla çoğaltma yaygınlaştı. Günümüzde Türkiye’nin enginar üretiminin yüzde 60’ı İzmir’den karşılanıyor. Yıllık 40 bin ton üretimle Ege, sektörün lokomotifi konumunda. Damla sulama ve biyolojik pestisitler, modern tarımın vazgeçilmezi oldu. Ancak iklim değişikliği, don olaylarıyla verimi tehdit ediyor; 2023’te kayıp %50’ye ulaştı. Organik tarım teşvikleriyle “sakız enginarı” ihracatta yıldızlaşıyor. İtalya ve Fransa, İzmir enginarının başlıca alıcıları arasında. Sağlık trendleriyle enginar, antioksidan özellikleriyle “süper gıda” statüsü kazandı. Geleneksel yöntemler hâlâ küçük çiftçilerde yaşatılıyor. İzmir’in enginarı, tarih ve lezzetin buluştuğu bir miras olarak sofraları süslüyor.





