Çoğu ülke anayasasında başkentini tanımlar. Ancak İsviçre, 1848'de kurulan anayasa ve sonraki revizyonlarında hiçbir şehri başkent ilan etmedi. Bu durum, ülkenin kendine özgü politik yapısından kaynaklanıyor.
Kantonlar arasında güç dengesi
İsviçre, kantonlar olarak bilinen yarı bağımsız devletçiklerden oluşur ve tarih boyunca bu kantonlar, kendilerine has yönetim sistemlerine sahipti. 1848'de modern İsviçre Devleti kurulurken kantonlar, bağımsızlıklarını koruyarak bir araya geldi. Bu birleşme sırasında, merkezi bir başkent belirlemek yerine kantonlar arasındaki güç dengesini koruma düşüncesi benimsendi. Böylece, bir şehir ya da kanton diğerlerinden daha fazla öne çıkmadı.
“Federal şehir” Bern
Federal yönetim binaları Bern'de yer alsa da İsviçre anayasası hiçbir zaman bu şehri başkent olarak tanımlamadı. Bern, halk arasında de facto (fiili) başkent olarak kabul edilse de resmiyette bu unvana sahip değil. İsviçre'nin merkezileşmeyi reddeden yönetim yapısı, tüm kantonların eşit temsil edildiği bir federasyon oluşturmayı amaçlar.
Kökleri eşitliğe dayanan bir karar
İsviçre’nin bu tercihi, kantonların kendi kimliklerini korumasını sağlamıştır. Tek bir başkent yerine, tüm kantonların eşit katılımı ile yönetilen bir federal sistem, İsviçre’nin benzersiz siyasi yapısının temelini oluşturur.