Kimsenin mağdur olmadığı, kimsenin emeğinin göz ardı edilmediği; işleyen ve güven veren bir sistem hepimizin önceliğidir
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde:
"Çalışma barışının ve sosyal diyaloğun sağlanmasında, istihdamın, üretimin ve ihracatın güçlendirilmesinde mühim bir misyonu yerine getiren TİSK camiasını yürekten kutluyorum. Şunu da büyük bir memnuniyetle paylaşmakta fayda görüyorum: 3 dönemdir refah ve istikrarımızı tehdit eden sınamalarla mücadelede TİSK ailesi, milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde göstermiştir. Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemlerde yerli ve millî bir duruş sergilemiştir. Bunun için Özgür Burak Akkol’u, yönetim, denetim ve disiplin kurullarının değerli üyelerini, TİSK ailesinin hiçbir ferdini şahsım ve milletim adına tebrik ediyor, kendilerine takdirlerimi iletiyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne TİSK’te farklı kademelerde görev almış, ekonomimize değer katmış, Türkiye’nin büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamış herkese şükranlarımı sunuyorum. Olağan Genel Kurulu’yla birlikte yoluna daha da güçlenerek devam edeceğine inandığım TİSK yönetimine şimdiden başarılar diliyorum. Değerli dostlar, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir. Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında, Allah muhafaza, sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak, aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor: “Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini… Sonra ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.” Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir. Kimsenin mağdur olmadığı, kimsenin emeğinin göz ardı edilmediği; işleyen ve güven veren bir sistem hepimizin önceliğidir. Malumunuz, yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden, ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım,verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dünyadan dar bekâya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım. eğer geride hayırla yâd edilen bir miras bırakabiliyorsak, işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur.




