Her gün farkında olmadan temas edilen yüzeyler, milyonlarca mikrobu vücudumuza taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Doktor Şirin Elmi, 15 Ekim Dünya El Yıkama Günü kapsamında yaptığı açıklamada, ellerin hijyeninin bulaşıcı hastalıklarla mücadelede en güçlü savunma olduğunu belirtti. Elmi, “Eller mikropların vücuda giriş kapısıdır, bu yüzden el yıkamak yalnızca kişisel hijyen değil, halk sağlığının da temelidir” dedi.

“Eller, mikropların vücuda giriş kapısıdır”

Uzman Dr. Şirin Elmi, gün içinde sayısız yüzeye temas edildiğini hatırlatarak, “Kapı kolları, telefon ekranları, toplu taşıma tutamaçları ve market sepetleri bakterilerden virüslere kadar birçok mikroorganizmayı taşır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre eller aracılığıyla mikroplar vücuda taşındığında enfeksiyon riski yüzde 20-30 oranında artar” ifadelerini kullandı.

Elmi, “El hijyenine dikkat etmemek, yalnızca kişisel bir eksiklik değil, toplum sağlığı açısından da ciddi bir sorundur. Çünkü basit bir el yıkama davranışıyla hastalıkların üçte birini önlemek mümkündür” diye konuştu.

Nöroloji uzmanı uyardı: Ciddi kafa travmaları epilepsiye yol açabilir
Nöroloji uzmanı uyardı: Ciddi kafa travmaları epilepsiye yol açabilir
İçeriği Görüntüle

“Kirli eller milyonlarca enfeksiyona yol açıyor”

Kirli ellerin özellikle ishal, gıda zehirlenmesi, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların başlıca bulaşma yollarından biri olduğunu vurgulayan Dr. Elmi, “Salmonella veya Norovirüs gibi mikroplar, kirli ellerle hazırlanan yiyecekler aracılığıyla kolayca bulaşır. El yıkamamak her yıl milyonlarca ishal vakasına neden oluyor. Grip, soğuk algınlığı ve COVID-19 gibi solunum yolu hastalıkları da yine eller yoluyla yayılıyor. Araştırmalar, el yıkamanın bu hastalıkların bulaşma riskini yüzde 30-40 azalttığını gösteriyor” dedi.

“Cilt enfeksiyonlarından parazitlere kadar geniş bir risk alanı”

Dr. Elmi, el hijyeninin yalnızca solunum yolu değil, cilt sağlığı açısından da hayati önem taşıdığını belirtti:

“Kirli ellerdeki bakteriler, küçük bir sıyrık yoluyla kana karışarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Özellikle MRSA gibi dirençli bakteriler bu şekilde bulaşır. Ayrıca bağırsak parazitleri de kirli eller aracılığıyla vücuda girer. Çocuklarda karın ağrısı ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ellerimizi yıkamazsak, mikroplar için adeta kırmızı halı sermiş oluruz.”

“Sabun ve su her zaman en etkili yöntem”

Elmi, doğru el yıkama alışkanlığının bulaşıcı hastalıklardan korunmada en etkili yöntem olduğunu vurgulayarak şu önerilerde bulundu:

“Eller yemek yemeden önce, tuvaletten sonra, hapşırma veya öksürme sonrası mutlaka yıkanmalıdır. Suya erişim yoksa en az yüzde 60 alkol içeren bir el dezenfektanı kullanılabilir. Ancak eller gözle görülür şekilde kirliyse sabun ve su mutlaka gereklidir.”

Kaynak: İHA