Sıcak havaların etkisiyle su kenarlarında geçirilen zaman artarken, Türkiye genelinde her yıl çok sayıda suda boğulma vakası yaşanıyor. Van’da konuşan uzmanlar, bu durumun büyük ölçüde önlenebilir olduğuna dikkat çekerek vatandaşları bilinçli davranmaya çağırdı.
“Boğulmalar gençlerde daha sık görülüyor”
Lokman Hekim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Latifullah Jalal, boğulmanın yalnızca denizlerde değil; göl, baraj, havuz ve hatta küvet gibi alanlarda da yaşanabileceğini belirtti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, boğulma vakalarının yarısından fazlası 25 yaş altı bireylerde görülüyor. Dr. Jalal, “Suda boğulma, dünyada önlenebilir yaralanmalara bağlı ölümler arasında üçüncü sırada yer alıyor. Aynı zamanda kalıcı sakatlıklara ve iş gücü kaybına da neden olabiliyor. Bu nedenle halk sağlığı açısından büyük risk taşıyor” dedi.
“Tatlı ve tuzlu su boğulmaları farklı etkiler yaratır”
Dr. Jalal, boğulma sırasında solunum yollarına kaçan suyun türünün yaşanacak sağlık sorunlarını etkileyebileceğini belirtti. Tatlı suda minerallerin azalması, potasyumun artması gibi sonuçlar ortaya çıkarken; tuzlu suda akciğer ödemi ve elektrolit dengesizlikleri yaşanabiliyor. Her iki durumda da akciğerin nefes almayı sağlayan sürfaktan maddesi zarar görüyor ve bu da ciddi solunum yetmezliğine yol açabiliyor.
“İlk yardım hayat kurtarır”
Boğulma tehlikesi geçiren biriyle karşılaşıldığında ilk yapılması gerekenin 112 Acil Servis’i aramak olduğunu vurgulayan Dr. Jalal, “Kişi sudan çıkarılır çıkarılmaz kalp masajı ve suni solunum gibi temel yaşam desteğine başlanmalıdır. Bu basit ama etkili uygulamalar, hayat kurtarıcıdır” diye konuştu.
Toplumun temel yaşam desteği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Jalal, özellikle çocukların su kenarlarında mutlaka yetişkin gözetiminde olması gerektiğini ifade etti. Güvenli olmayan bölgelerde yüzmenin büyük risk taşıdığını hatırlatan Jalal, “Boğulma sessiz gerçekleşebilir. Ancak alacağımız basit önlemlerle bu trajedilerin önüne geçebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.