Robotik cerrahi ameliyatlarda güvenliği yeni bir seviyeye taşıyor
Robotik cerrahi ameliyatlarda güvenliği yeni bir seviyeye taşıyor
İçeriği Görüntüle

Soğuk havalarla birlikte artan enfeksiyon riskine karşı bağışıklık sistemini destekleyen besinler yeniden gündemde. Diyetisyen Elif Berfin Aydoğdu, C vitamini, D vitamini, çinko, probiyotik ve prebiyotik kaynakların bağışıklık üzerinde doğrudan etkili olduğunu belirterek doğru tüketim yöntemlerine dair önemli uyarılarda bulundu.

C vitamini ve çinko güçlü savunmanın merkezinde

Topkapı’daki İstinye Üniversitesi Liv Hospital Diyetisyeni Elif Berfin Aydoğdu, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini destekleyen en önemli vitaminlerden birinin C vitamini olduğunu söyledi. Aydoğdu, “Portakal, mandalina, kivi, çilek, kuşburnu, kırmızı biber, brokoli, karnabahar, ıspanak ve maydanoz C vitamini açısından oldukça zengindir” dedi.

Çinko mineralinin bağışıklık hücrelerinin doğru çalışmasında kilit rol oynadığını belirten Aydoğdu, kırmızı et, yumurta, kabak çekirdeği, kaju, badem, tahin, baklagiller ve tam tahılların çinko açısından değerli kaynaklar olduğunu vurguladı.

Bağırsak florası bağışıklığı belirliyor

Bağırsak sağlığının yüzde 70 oranında bağışıklık sistemini etkilediğini hatırlatan Aydoğdu, probiyotik ve prebiyotik içeren gıdaların önemine dikkat çekti.
“Kefir, yoğurt, fermente turşular, kombucha ve kimchi probiyotik; sarımsak, pırasa, soğan, yer elması, muz, yulaf ve baklagiller ise prebiyotik açısından oldukça zengindir” dedi.

Besinleri doğru tüketmek etkisini artırıyor

C vitamininin ısıya karşı hassas olduğunu belirten Aydoğdu, bu nedenle sebzelerin çiğ veya kısa süre pişirilmiş olarak tüketilmesini önerdi.
D vitamininin yağda çözünen bir vitamin olduğunu vurgulayan Aydoğdu, “Yumurta ve yağlı balık gibi besinlerle birlikte sağlıklı yağ tüketmek emilimi artırır” ifadelerini kullandı.

Probiyotiklerin yüksek sıcaklıkta etkisini kaybettiğini söyleyen Aydoğdu, yoğurt ve kefirin sıcak yemeklere eklenmemesi gerektiğini hatırlattı. Sarımsağın ezildikten sonra birkaç dakika bekletilmesinin bağışıklığı destekleyen allicin maddesini artırdığını da ekledi.

Yanlış beslenme bağışıklığı zayıflatıyor

Rafine şekerin bağışıklık hücrelerinin mikrop öldürme kapasitesini saatler boyunca düşürdüğünü ifade eden Aydoğdu, “İşlenmiş gıdalar, yüksek tuz ve trans yağ içeren atıştırmalıklar bağırsak florasını bozarak bağışıklığı olumsuz etkiler. Yetersiz protein tüketimi ise antikor üretimini azaltır” dedi.

Su tüketimi, uyku ve stres yönetimi tamamlayıcı unsur

Aydoğdu, bağışıklığın yalnızca beslenmeyle değil bütüncül bir yaşam tarzıyla güçleneceğini belirterek, düzenli su tüketiminin lenf dolaşımını desteklediğini, kaliteli uykunun enfeksiyon riskini azalttığını söyledi. Stres yönetiminin de bağışıklığı baskılayan kortizol hormonunu kontrol altına aldığını ifade etti.

Bağışıklık çok boyutlu bir sistem

Diyetisyen Aydoğdu, “Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için dengeli beslenme, doğru vitamin-mineral alımı, probiyotik–prebiyotik tüketimi, yeterli su içme, şekerden uzak durma, düzenli uyku ve stres yönetimi birlikte ele alınmalıdır” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Kaynak: DHA