UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Bergama antik kentinin en değerli hazinelerinden biri olan Zeus Sunağı, bugün Berlin Müzesi’nde sergileniyor. Ancak bu eşsiz eser, memleketinden binlerce kilometre uzakta olmasının ötesinde, tartışmalı bir geçmişe de sahip.
Almanya’ya nasıl götürüldü?
Zeus Sunağı’nın Almanya’ya götürülmesi, 1870’li yıllarda Carl Humann adlı bir Alman mühendis tarafından gerçekleştirildi. O dönemde Osmanlı topraklarında yol mühendisi olarak çalışan Humann, Bergama’da yaptığı kazılarda Sunağa ait rölyef parçalarını keşfetti. Ancak bu keşif tamamen yasal yollarla yapılmadı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Sönmez’in arşiv araştırmalarına göre, Humann bu kazıları kaçak yollarla yürüttü ve eserleri gizlice Berlin’e gönderdi.
Kaçak kazı yapıldı!
Humann’ın kazıları 1869-1878 yılları arasında sürdü ve 1871’den itibaren Almanya’nın desteğiyle devam etti. İlk buluntular Berlin’e kaçak yollarla götürüldükten sonra, Almanya durumu meşrulaştırmak için harekete geçti. 1878 yılında kazılar için resmi izin alındı. Osmanlı Devleti ile yapılan anlaşmaya göre, bulunan eserlerin üçte biri kazıyı yapan tarafa, üçte ikisi ise Osmanlı’ya kalacaktı.
Ancak Almanya, Zeus Sunağı’nı bütünlüğüyle Berlin’e taşımak amacıyla diplomatik baskı yaptı ve sonunda Osmanlı yetkililerini ikna etti. 20 Ağustos 1879’da yapılan anlaşma ile 20 bin frank karşılığında Zeus Sunağı Almanya’ya bırakıldı. İkinci kazı sezonunda bulunan eserler de 28 Temmuz 1881’de yine 20 bin frank bedel karşılığında devredildi.
Kültürel Mirasın İzinde
Zeus Sunağı, yalnızca sanat tarihi açısından değil, aynı zamanda kültürel kimliğin korunması ve tarihî eserlerin yerinde sergilenmesi açısından da büyük bir öneme sahip. Bugün Berlin Müzesi’nin duvarlarını süsleyen bu eşsiz eserin, ait olduğu topraklara dönüp dönemeyeceği ise zamanla belli olacak.