Geçim sıkıntıları nedeniyle kocasını İstanbul’a çalışmaya gönderen bir kadının yaşadığı hüzün ve umut, bu türkünün dizelerinde hayat buluyor.
Türkünün hikayesi: Bir köyden İstanbul’a uzanan hasret
Kayseri'nin Talas ilçesine bağlı Kuruköprü Köyü’nde geçim derdiyle mücadele eden birçok aile gibi, genç çiftler de hayatta kalmak için çalışmak zorundaydı. Yeni evli bir çiftin mutluluğu, kocanın geçim sağlamak amacıyla İstanbul’a gitmesiyle gölgelenir. Genç adamın "iki yıl çalışıp döneceğim" diyerek çıktığı yolculuk, bir daha geri dönmeyişiyle son bulur. Eşi, köyde kayınpederinin evinde çalışarak ve gurbetten haber bekleyerek yıllarını geçirir. Ne bir mektup gelir ne de bir haber…
Geçen zaman, genç gelinin umutlarını tüketir. Kocasının güzellerle vakit geçirip kendisini unuttuğunu düşünmeye başlar. Türkünün dizelerinde bu acı, açıkça dile getirilir. Artık kocasına yazacak bir sözü dahi kalmamıştır; yalnızca kırgınlık ve özlem vardır.
Türkü sözleri
Ağam İstanbul’u mesken mi tuttun aman
Gördün güzelleri, beni unuttun aman
Beni evinize köle mi tuttun amanGayrı dayanacak özüm kalmadı aman
Mektuba yazacak sözüm kalmadı amanAğam sen gideli yedi yıl oldu aman
Diktiğin fidanlar meyveye döndü aman
Seninle gidenler sılacı oldu amanGayrı dayanacak özüm kalmadı aman
Mektuba yazacak sözüm kalmadı aman
Türkünün derlenişi ve önemi
Bu ağıt, 2 Nisan 1963’te Murat Kavuncu tarafından Kayserili Emmi’den (Mehmet Delihaliloğlu) derlenmiştir. Türkü, yalnızca bir kadının değil, Anadolu’daki birçok kişinin geçim sıkıntısıyla yaşadığı acıları ve umutlarını simgeler. Bu eser, halkın iç dünyasındaki zenginliği ve duygusal derinliği yansıtarak unutulmaz bir miras olarak günümüze ulaşmıştır. Yarim İstanbul’u Mesken mi Tuttun, bir ağıttan çok daha fazlasıdır; fakirlik ve gurbetin birleştiği Anadolu’nun gerçek bir hikâyesidir. Gurbetin yarattığı kopukluk ve özlem, bu türküyle bir asırdır dilden dile aktarılmaya devam ediyor.
TÜRKÜYÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN