Kahve tüketimi, günlük yaşamın vazgeçilmez alışkanlıklarından biri haline gelirken, uzmanlar özellikle hipertansiyon hastalarını uyarıyor. Medicana Ataköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Derya Arğun, kafeinli içeceklerin kan basıncını kısa süreli olarak artırabileceğini ve bazı tansiyon ilaçlarıyla etkileşime girerek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi.
“Kafein, tansiyonu kısa sürede yükseltebilir”
Kahvenin içindeki kafeinin beyinde adenozin adlı maddeyi engelleyerek damarların geçici olarak daralmasına neden olduğunu belirten Doç. Dr. Arğun, “Bu etki kan basıncını 5–10 mm Hg kadar yükseltebilir. Özellikle kahveye alışkın olmayan kişilerde bu artış daha belirgindir. Kafeinli içecekten yaklaşık 30 dakika sonra tansiyon yükselir, 2–3 saat içinde normale döner” dedi.
Arğun, düzenli kahve tüketen bireylerde bu etkinin azalsa da tamamen ortadan kalkmadığını vurguladı.
“Kafein bazı tansiyon ilaçlarının etkisini azaltabilir”
Doç. Dr. Arğun, kafeinin bazı antihipertansif ilaçlarla etkileşime girebileceğine dikkat çekti:
“Kafein, kalp hızını artırarak beta blokerlerin etkisini zayıflatabilir. Damar gevşemesini engelleyip kalsiyum kanal blokerlerinin tansiyon düşürücü etkisini azaltabilir. Ayrıca idrar sökücü özelliği nedeniyle fazla sıvı kaybına yol açarak elektrolit dengesizliği oluşturabilir. ACE inhibitörleri ve ARB ilaçlarıyla birlikte tüketildiğinde ise tansiyonun gün içinde dalgalanmasına neden olabilir.”
“Hipertansiyon hastaları kafeini sınırlamalı”
Düzenli kafein tüketiminin, kronik hipertansiyon gelişimi üzerindeki etkisinin tartışmalı olduğunu ifade eden Arğun, “Genel popülasyonda günde 2-3 fincan kahve belirgin risk oluşturmasa da mevcut hipertansiyon hastalarında ani basınç yükselmelerine yol açabilir. Bu durum kalp damar hastalıkları olan bireyler için tehlikelidir” dedi.
Arğun, günlük kafein alımının 200 mg (yaklaşık 2 fincan kahve) ile sınırlandırılması gerektiğini belirterek, “İlaç alımıyla kafein tüketimi arasında en az 1–2 saatlik süre bırakılmalı, enerji içecekleri ve pre-workout ürünlerindeki gizli kafein kaynaklarına karşı dikkatli olunmalıdır” uyarısında bulundu.
Kafeinin kısa süreli tansiyon artışına neden olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Derya Arğun, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her ne kadar düşük dozda kafein genel popülasyonda tolere edilebilse de, hipertansiyon tanısı almış veya ilaç kullanan bireylerin kafein tüketimini sınırlamaları klinik olarak önemlidir. Doktor-hasta iletişiminde bu konuya yer verilmesi, tedavi başarısını artıracak ve komplikasyon riskini azaltacaktır.”