Depreme ilk günden itibaren müdahale edildi

"Depremin ilk anlarından itibaren büyükşehir belediyesinin koordinasyonuyla depremzede vatandaşların acil ihtiyaçları karşılandı. Daha sonra ise "Bir Kira Bir Yuva” kampanyası başlattık. Depremden hemen sonra 10 yılı aşkın süredir evlerini bekleyen hak sahiplerinin olduğu kentsel dönüşüm süreçlerini tekrar başlatabilmek için bazı alanları oybirliği ile İZBETON şirketine devrettik."

Kooperatiflerin kurulma süreci

"İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesi ve ilgili birimler, çok kısa sürede, çok önemli bir çalışma yaptılar ve depremden etkilenen bölgeler için “K” sınırları oluşturup %20 imar artışını planladılar, bunu Meclis’ten oybirliğiyle geçirdik. Fakat %20 imar artışı, orta hasarlı binaların yeniden yapılması için gereken müteahhitlik hizmetlerini yani binaların yeniden inşasını karşılayacak bir kazanım yaratmaya yetmiyordu. Müteahhitler daha yüksek hizmet bedeli talep ediyorlar, mal sahipleri de evlerine yeniden kavuşmak için istenilen o bedelleri karşılayacak güce sahip olmadıklarından çaresizlik yaşıyorlardı. Maalesef İZBETON’un veya Belediyeye bağlı herhangi bir şirketin de özel şahıslara müteahhitlik hizmeti vermesi kanunen mümkün değildi. Türkiye’de örneği görülmemiş bir çözüm ürettik. Belediye şirketleri, belediye mevzuatının sağladığı bir ayrıcalıkla kooperatiflerden ihalesiz ürün alabiliyor ve yine istisnai olarak kooperatiflere hizmet sunabiliyordu. Bu istisnai düzenlemeden istifade edebilir miydik? Araştırdık, evet yapabilirdik. Ancak bu süreci başlatabilmenin ön koşulu, dönüşüm yapılacak binanın istisnasız tüm maliklerinin kat mülkiyetinden feragat etmesi ve tamamının arsa hissedarına dönüşerek bir yapı kooperatifi kurması gerekiyordu."

Dünya Bankası'ndan kredi bulundu

"Bakmayın şimdi böyle yapılamaz denilerek durdurulan ve iddianameye konu edilen inşaatlara, onlarca apartman bu zorlu süreçleri aşmayı başardı ve adına “Halk Konut modeli” dediğimiz kentsel dönüşümde kooperatifçilik sürecini böylece başlattık. Halk Konut Modeli’ni aynı zamanda kentsel dönüşümde çevreci bir proje olarak da tasarladık. Halk Konut binaları yeşil çatı, güneş enerjisi kullanımı, sünger bina şeklinde projelendirildi. 2022 yılında Dünya Bankası’ndan Halk Konut modeli için 344 milyon dolarlık, 5 yıl ödemesiz, 25 yıl vadeli, 0.69 faizli bir kredi bulduk. Hazine garantili olan bu kredi hazine onayı olmadığı için kullanılamadı. Sonrasında Bakanlık benzer bir krediyi kendi alarak İzmir’in de dahil olduğu 5 pilot şehre paylaştırdı. Buraya kadar anlattıklarım hem sürecin nasıl başladığını hatırlatmak hem de şikayetçi ve mağdurlara “kasıt” ile ilgili fikir vermek içindi. Yarın sürecin siyasi boyutunu, sonra da teknik boyutunu aktaracağım."

Kaynak: Haber Merkezi