SAĞLIK

Stres ve yemek ilişkisi: Kimileri çok yerken , bazıları neden hiç yemiyor

Stres, yemekle olan ilişkimizi ikiye ayırıyor: Bazıları kendini yemekle ödüllendirirken, bazıları ise hiçbir şey yemek istemiyor. Bilim, bu çarpıcı farkın nedenlerini açıklıyor.

Abone Ol

Hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olan stres, beslenme alışkanlıklarımız üzerinde zıt kutuplarla karşımıza çıkıyor. Kimi bireyler yüksek stres halindeyken mutfağa yönelip "konfor yiyecekleri" yani açlıktan bağımsız bir şekilde tüketirken, diğer bir grup ise iştah kaybı yaşayarak yemek yemeği reddediyor. Uzmanlar, bu iki uçlu tepkinin kaynağının vücuttaki hormon dengesinde gizli olduğunu belirtiyor. Bu durum, psikolojik ve fizyolojik mekanizmaların karmaşık etkileşimini gözler önüne seriyor.

Kortizol, stresi yemeğe çeviriyor

Strese verilen tepkilerin en yaygın sonucu, hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) ekseni adı verilen sistemin aktivasyonuyla ortaya çıkıyor. Akut stres anı geçtikten sonra, vücut bir denge kurma çabasına giriyor. Bu süreçte salgılanan kortizol hormonu, bilinen adıyla stres hormonu, iştahı artırıcı bir rol üstleniyor. Kortizol seviyelerindeki yükseliş, özellikle karbonhidrat ve yağ oranı yüksek gıdalara olan eğilimi tetikliyor. Uzmanlara göre, vücut bu tür yüksek kalorili gıdaları tüketerek, stresle mücadele için hızlı enerji depolama ihtiyacı hissediyor. Bu durum, duygusal yeme davranışının temelini oluşturuyor ve uzun vadede kilo alımı riskini artırıyor.

Adrenalin, sindirimi durduruyor

Stres anının hemen başında devreye giren "savaş ya da kaç" tepkisi ise tam tersi bir etki yaratıyor. Bu reaksiyon sırasında salgılanan adrenalin (epinefrin) ve norepinefrin hormonları, vücudu acil duruma hazırlamak için kan akışını sindirim sistemi yerine büyük kas gruplarına yönlendiriyor. Bu fizyolojik önceliklendirme, sindirim faaliyetlerini geçici olarak durduruyor ve iştah merkezini baskılıyor. Bu nedenle, yoğun ve anlık stres yaşayan bazı bireylerde mide bulantısı, hazımsızlık veya tamamen iştah kaybı gözleniyor. Bu tepki, kısa süreli stres dönemlerinde yaygınken, kronik stres yaşayanlarda ise yeme bozukluklarına kadar ilerleyebiliyor.

Bireysel farklılıklar tepkiyi belirliyor

Hangi tepkinin baskın olacağı; genetik yatkınlık, geçmiş beslenme alışkanlıkları ve stresin süresi/şiddeti gibi faktörlere bağlı olarak bireyden bireye değişiyor. Çocukluk döneminde öğrenilen stresle başa çıkma yöntemleri ve duygusal yeme alışkanlığı, yetişkinlikteki tepkileri önemli ölçüde etkiliyor. Psikologlar, stresli dönemlerde iştahı açılanların genellikle duygusal bir rahatlama arayışında olduğunu, iştahı kapananların ise stresin fiziksel semptomlarına daha fazla odaklandığını belirtiyor. Stresle sağlıklı bir ilişki kurmanın yolu, bu iki uçlu tepkinin farkında olmak ve beslenme alışkanlıklarını bilinçli bir şekilde yönetmekten geçiyor.