Şizofreni, bireyin düşünme, hissetme ve davranma biçimlerini etkileyen kronik bir beyin hastalığıdır. Genellikle genç yaşlarda başlayan bu hastalık, halüsinasyonlar (gerçekte olmayan sesler veya görüntüler görme), sanrılar (gerçeğe dayanmayan inançlar), dağınık düşünceler ve sosyal geri çekilme gibi belirtilerle kendini gösterir. Şizofreni hastaları zaman zaman gerçeklikten kopuk bir ruh haline bürünebilirler.

Toplumsal önyargılar tedavinin önünde engel

Uzmanlar, şizofreni hastalarının yaşadığı en büyük sorunlardan birinin, hastalığın kendisinden çok toplumsal damgalama olduğunu belirtiyor. “Deli” ya da “tehlikeli” gibi önyargılı etiketlemeler, bu bireylerin sosyal hayattan dışlanmasına neden oluyor. Bu durum hem hastaların tedaviye erişimini zorlaştırıyor hem de psikolojik yüklerini artırıyor.

Tedaviyle üretken bir yaşam mümkün

Şizofreni, sanılanın aksine yönetilebilir bir hastalıktır. Düzenli ilaç kullanımı, bireysel ve grup terapileri, aile desteği ve sosyal uyum programları sayesinde hastalar iş yaşamına, eğitime ve toplumsal yaşama katılabiliyor. Özellikle psikososyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması, hastaların hayata daha güçlü tutunmasını sağlıyor.

 “Damgalamaya karşı birlikte durmalıyız”

Uzm. Dr. Sevil Akbaba, Dünya Şizofreni Günü’nün bu hastalığa yönelik toplumsal farkındalığı artırmak için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Dünya Şizofreni Günü, toplumda sıkça yanlış anlaşılan, önyargılarla yaklaşılan ve çoğu zaman damgalamaya maruz kalan bir ruhsal hastalık olan şizofreniye dikkat çekmek için önemli bir fırsattır. Şizofreni, kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını etkileyen kronik bir beyin hastalığıdır. Halüsinasyonlar, sanrılar, dağınık düşünce ve sosyal geri çekilme gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak bu tablo, tedaviyle yönetilebilir bir hastalıktır.

Karaciğerinde 90 santimetrelik dev kist çıkarıldı
Karaciğerinde 90 santimetrelik dev kist çıkarıldı
İçeriği Görüntüle

Toplumda en çok ihtiyaç duyulan şey anlayış ve destektir. Şizofreni hastalarının çoğu, doğru ilaç tedavisi ve psikososyal yaklaşımlarla üretken bir yaşam sürebilir. Bu nedenle hem sağlık hizmetlerinin hem de toplumun kapsayıcı, bilinçli ve şefkatli olması büyük önem taşır. Bu özel gün vesilesiyle, yalnızca hastalığı değil, bu hastalıkla mücadele eden bireylerin yaşadıkları sosyal zorlukları da fark etmek ve damgalamaya karşı birlikte durmak hepimizin sorumluluğudur.”

Muhabir: Batuhan Yiğit