Akıllı cihazlar, sosyal medya platformları ve yapay zekâ araçları yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak dijitalleşme ile birlikte büyüyen ciddi bir tehlike de kapıda: Dijital bağımlılık. Uzmanlara göre Türkiye’de ekran başında geçirilen süre dünya ortalamasının üzerinde seyrederken, bu durum hem psikolojik hem sosyal açıdan riskleri artırıyor.

“Teknoloji bilgiye ulaştırıyor ama insanı kendinden uzaklaştırıyor”

Akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, dijital bağımlılığın sadece bir teknoloji değil, davranışsal sağlık sorunu olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Teknoloji hayatı kolaylaştırıyor, üretimi hızlandırıyor. Ama her ışığın bir gölgesi vardır. Sabah ekranla uyanıp gece bildirimlerle uyuyoruz. FOMO (gelişmeleri kaçırma korkusu) artık ‘kendi hayatını unutma’ noktasına dönüştü.”

Ersöz, sosyal medya ve oyun mekaniklerinin beynin ödül sistemini harekete geçirdiğini, bağımlılığın tıpkı madde bağımlılığı gibi ilerlediğini vurguladı.

Bildirim ve beğeniler dopamini ele geçiriyor

Günlük hayattaki başarıların yerini artık dijital hazların aldığını ifade eden Ersöz, şu ifadeleri kullandı:

“Her bildirim bir ödül, her beğeni bir onay. Çocuklar artık bisiklet sürmek yerine sanal dünyada seviye atlayarak mutlu oluyor. ‘Bir görev daha’ algısı zaman ve gerçeklik duygusunu siliyor.”

Yapay zekâ da bağımlılık zincirine eklendi

Dijital bağımlılığın yeni bir boyut daha kazandığını söyleyen Ersöz, özellikle yapay zekâya aşırı yönelimin dikkat çektiğini belirtti:

“Sabah gün planını ChatGPT’ye soran, yapay zekâ olmadan tasarım yapamayan, duygusal destek için asistan kullanan çok fazla insan var. Bu, zihinsel tembelleşmeyi ve eleştirel düşünme kaybını beraberinde getiriyor.”

Ailelere uyarı: Ekran değil, denge gerekli

Ersöz, dijital bağımlılıkla mücadelede yasaklayıcı değil bilinçlendirici iletişimin önemine dikkat çekerek şu önerilerde bulundu:

SACC PRO’dan Türkiye pazarına yeni teknoloji hamlesi!
SACC PRO’dan Türkiye pazarına yeni teknoloji hamlesi!
İçeriği Görüntüle
  • Çocukla çatışmadan ortak kurallar belirlenmeli
  • Ekran süresi kadar fiziksel aktivite teşvik edilmeli
  • Bildirimler sınırlandırılmalı
  • Dijital detoks günleri planlanmalı

“Çocuklarımız ekranların değil, hayatın sesine kulak versin. Parmakları sanal dünyaya değil, hayatın içine dokunsun. Çünkü insanın elindeki en büyük güç hâlâ kendi iradesidir.”

Kaynak: İHA