Kalp ve Damar Cerrahı Dr. Tamer Turan, koroner kalp hastalığının hastaların yüzde 30’unda hiçbir belirti göstermeden ilerleyebileceğini vurgulayarak, toplumda yaygın olarak görülen bu hastalığın erken teşhis edilmesinin hayati önem taşıdığını söyledi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi'nden Dr. Turan, düzenli kontrollerin, ani krizlerin ve ölümlerin önüne geçebileceğini belirtti.

Damar sertliği kalbi vuruyor
Anne karnında atmaya başlayan kalbin, sağlıklı çalışabilmesi için sürekli oksijen ve enerjiye ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Dr. Turan, bu ihtiyacı sağlayan damarların “koroner damarlar” olduğunu söyledi. Bu damarların duvarlarında biriken fazla kolesterolün zamanla damar elastikiyetini bozarak damar sertliğine —tıbbi adıyla ateroskleroz— yol açtığını ifade etti.
Kolesterol birikiminin zamanla kalsiyumla birleşerek damarı daralttığını anlatan Dr. Turan, “Daralma yüzde 50’yi aştığında, kandaki akış bozulur ve pıhtı oluşarak damarı tamamen tıkayabilir. Bu durumda kalp kasına kan gitmez ve kalp krizi, yani ‘enfarktüs’ meydana gelir” dedi. Kalp kası hücrelerinin kendini yenileyemediğini hatırlatan Dr. Turan, bu nedenle yaşanabilecek kalp hasarının kalıcı olabileceğini vurguladı.
Belirti yoksa tehlike de yok mu?
Kalp hastalığı her zaman açık belirtilerle kendini göstermiyor. Dr. Turan, göğüste ağrı, nefes darlığı, yorgunluk, terleme ve bayılma gibi klasik belirtilerin kişiden kişiye değiştiğini, bazı bireylerde ise hiç görülmediğini belirtti. “Sessiz kalp hastaları” olarak tanımlanan bu grubun genellikle kadınlar, ileri yaş bireyler ve diyabet hastaları olduğunu belirten Turan, bu kişilerin ya kriz sonrası ya da tesadüfen yapılan tetkiklerle teşhis edildiğini söyledi.
Tedavide üç yol: İlaç, girişim, ameliyat
Dr. Tamer Turan’a göre koroner kalp hastalığında uygulanan tedaviler üç başlık altında toplanıyor: Medikal (ilaçla), girişimsel (anjiyoplasti/stent) ve cerrahi (bypass). Medikal tedavide kalbin iş yükünü azaltmak, kolesterolü düşürmek ve pıhtı oluşumunu engellemek hedefleniyor. Girişimsel yöntemlerle tıkalı damarlar balonla açılıyor veya stentle genişletiliyor. Cerrahi tedavide ise vücudun başka bölgelerinden alınan damarlarla tıkalı alanların ötesine kan taşınması sağlanıyor.
Kalp-akciğer makinesine bağlanmadan yapılan ameliyatların da yaygınlaştığını söyleyen Dr. Turan, bu yöntemle hastaların daha hızlı iyileşip kısa sürede günlük yaşama dönebildiğini aktardı.
Korunmak mümkün: Yaşam tarzı değiştirilmeli
Koroner kalp hastalığının önlenmesinde en etkili yöntemin yaşam tarzı değişikliği olduğunu belirten Dr. Turan, özellikle düşük yağlı, düşük kolesterollü ve yüksek lifli bir diyetin kalp sağlığı için faydalı olduğunu ifade etti. Egzersiz, sigaradan uzak durmak, stresten kaçınmak ve düzenli doktor kontrolünün önemine dikkat çekti.
“Özellikle erkeklerde 40 yaş sonrası, kadınlarda ise menopozdan sonra düzenli kardiyoloji kontrolü büyük önem taşıyor” diyen Dr. Turan, ailevi yatkınlığı olan bireylerin daha da dikkatli olması gerektiğini sözlerine ekledi.





