UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan ve "gladyatörler kenti" olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti, tarihi yapıları ve kazı çalışmalarıyla her yıl daha fazla turist çekiyor. 1977 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü Stratonikeia'da, yeni bir önemli keşif daha gerçekleşti. Roma dönemine ait hamamın avlu kısmındaki sütunlar, yapılan restorasyon ile ayağa kaldırıldı ve ziyaretçilerin ilgisine sunuldu.
Stratonikeia'nın Roma Hamamı, tarihe ışık tutuyor
Stratonikeia Antik Kenti’nde yapılan kazılar, hem bölgenin tarihini hem de antik yapıları gün yüzüne çıkarıyor. Karia bölgesinin en önemli yerleşim alanlarından biri olan bu kent, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden izler taşırken, aynı zamanda Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait yapıları da barındırıyor.
Geçtiğimiz yıl Roma hamamı avlusunda yapılan kazılar, antik dönemin en önemli sosyal alanlarından birinin daha gün yüzüne çıkmasını sağladı. 36 sütunun bulunduğu alanda yürütülen kazılar sonucunda, eksik malzemeleri tamamlanarak sütunlar yeniden ayağa kaldırıldı. Stratonikeia ve Lagina Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, sütunların yerleştirildiği avluda, Roma dönemi izlerinin yanı sıra, milattan sonra 1. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar süren farklı dönemlere ait eklemeler ve ilavelerin de ortaya çıktığını belirtti.
"Geçmişin izlerini günümüze taşıyoruz"
Kazı çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Muğla Valiliği, İş Bankası ve Pamukkale Üniversitesi'nin destek verdiği Stratonikeia Antik Kenti'nde, sütunların ayağa kaldırılması Geleceğe Miras Projesi kapsamında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Bilal Söğüt, bu restorasyonun, kentteki Roma hamamının daha iyi anlaşılmasını sağlayacağına vurgu yaparak, bölgenin ziyaretçileri için önemli bir turistik cazibe merkezi olacağını ifade etti.
Stratonikeia, tarihi zenginliğiyle turizme katkı sağlıyor
Roma hamamının avlusundaki çalışmalarla Stratonikeia, sadece arkeologlar için değil, tarihseverler ve turistler için de önemli bir keşif alanı olmaya devam ediyor. Prof. Dr. Söğüt, kazı çalışmalarının, bu alandaki diğer tarihi yapıların restorasyonu ve korunması için büyük önem taşıdığını söyledi.
