Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar, pek çok kişiyi kaygı ve endişe dolu bir ruh haline sürüklüyor. İklim krizinden insan hakları ihlallerine, ekonomik belirsizliklerden toplumsal sorunlara kadar birçok konu, zihinlerde endişe döngüleri yaratıyor. Peki, bu kaygılı zamanlarda nasıl sakin kalabiliriz?

Felaket senaryolarına kapılmak neden kolay?

Belirsizlik karşısında zihnimiz, kontrolü sağlamak adına en kötü senaryoları düşünmeye meyillidir. Bu, hem hazırlıklı olma içgüdüsünden hem de sorun çözme alışkanlığından kaynaklanır. Ancak bu düşünce döngüsü, kaygıyı besleyen bir alışkanlık haline gelebilir. Olayların nasıl sonuçlanacağına dair felaket senaryoları üretmek, bir noktadan sonra zihinsel yorgunluğa yol açar.

Emine Erdoğan: Kadınların güçlendirilmesinin, bir milletin yükselişinin temelidir Emine Erdoğan: Kadınların güçlendirilmesinin, bir milletin yükselişinin temelidir

Zihni sakinleştirmenin yolları

Zihnimizin karmaşık yapısı, sürekli çözüm arayışında olduğundan endişe üretir. Bu durumda, bilinçli farkındalık teknikleri devreye girebilir. Öncelikle, şimdiki ana odaklanmak önemlidir. Zihninizi geleceğe yönelik kaygılardan uzaklaştırarak mevcut ana dönmek, kontrol hissini geri kazandırabilir. Ayaklarınızı yere sağlam basmak, yavaş ve derin nefes almak gibi basit fiziksel eylemler de zihinsel gevşemeyi destekler.

Duygusal dayanıklılığı artırmak

Kaygı anlarında topluluk desteği de büyük önem taşır. Sevdiklerinizle duygularınızı paylaşmak, yalnız olmadığınızı hatırlatır ve endişeyi hafifletir. Ayrıca, kendinize karşı nazik olmayı unutmamak da zihinsel dengeyi korumada kritik bir rol oynar. Küçük jestler, basit nezaket eylemleri, hem kendimize hem de başkalarına iyi hissettirir.

Muhabir: YAREN UYAR