SAĞLIK

Kanser tedavisinde yeni dönem: Yaşam süresi uzuyor, yan etkiler azalıyor

Onkolog Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, kanserde “kişiselleştirilmiş tedavi” yaklaşımıyla sağ kalım oranlarının ciddi ölçüde arttığını, hastaların daha kaliteli bir yaşam sürdüğünü söyledi.

Abone Ol

Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında kanser tedavisindeki hızlı gelişmeleri değerlendirdi. Görümlü, günümüzde kanser tedavisinde artık standart bir yöntem yerine kişinin tümör profiline göre belirlenen yaklaşımların benimsendiğini belirtti.

“Kişiye özel tedavi, başarı oranını yükseltti”

Kanserin geçmişe kıyasla çok daha kontrol edilebilir hâle geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Görümlü, şu bilgileri verdi:

“1980’lerde kanser hastalarının 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 30–40 seviyelerindeyken günümüzde bu oran yüzde 80’in üzerine çıktı. Eskiden yalnızca kemoterapi seçenekleri varken bugün tümörün genetik yapısını analiz ederek akıllı ilaçlar ve hedefe yönelik tedaviler uyguluyoruz. Bu yaklaşım, daha hızlı iyileşme ve daha az yan etki sağlıyor.”

Sıvı biyopsi ile iğnesiz tanı

Görümlü, likit biyopsi adı verilen yeni yöntemle yalnızca bir kan örneğinden tümörün genetik bilgilerine ulaşılabildiğini belirtti:
“Bu sayede tanı süreci kolaylaşıyor ve tedaviye hızlı başlanabiliyor. Ayrıca tümör zamanla değiştiği için süreç boyunca güncel bilgi sağlayabiliyoruz.”

Bağışıklık sistemi kanserle savaşıyor

Bağışıklık sistemini hedef alan immünoterapi seçeneklerinin birçok hasta için yeni bir umut olduğunu vurgulayan Görümlü, özellikle akciğer, bağırsak, mide ve mesane kanserlerinde başarılı sonuçlar alındığını söyledi.

Nüks riski önceden belirleniyor

Kanser tedavisi sonrası hastalığın tekrar etme ihtimalinin en önemli endişelerden biri olduğunu belirten Görümlü, dolaşan tümör DNA testleri ile nüks riskinin erken tespit edilebildiğini ifade etti.

“Kanserle savaşta artık daha güçlüyüz”

Doç. Dr. Görümlü, kişiselleştirilmiş tedavi modelinin yalnızca tedavide değil, risk analizi ve korunmada da önemli bir rol oynadığını belirtti ve ekledi:

“Her kanser türü için henüz evrensel bir çözüm olmasa da araştırmalar hızla ilerliyor. Erken tanı hâlâ kritik. Ancak ileri evre hastalarda bile artık umut veren sonuçlar görüyoruz.”