Son yıllarda kalıcılığı ve estetik görünümü nedeniyle yaygın olarak kullanılan jel ojeler, yalnızca kozmetik bir tercih olmanın ötesinde sağlık açısından da tartışma konusu olmaya başladı. Bahçeci Tüp Bebek doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Nur Dokuzeylül Güngör, jel ojelerin içeriğinde yer alan bazı bileşenlerin özellikle üreme sağlığı üzerinde risk oluşturabileceğine dikkat çekti.

Endokrin sistemi etkileyebilen kimyasallar içeriyor

Jel ojelerin markalara göre farklı içeriklere sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Güngör, bazı maddelerin ortak risk taşıdığına işaret ederek, “Kozmetik ürünlerde esneklik ve dayanıklılık sağlamak için kullanılan ftalatlar (DBP, DEP) endokrin bozucu maddelerdir. Hayvan çalışmalarında yumurtalık rezervini azaltabildiği, ovülasyonu etkileyebildiği ve embriyo gelişimini olumsuz yönde etkilediği gösterilmiştir” dedi.

Adet döngüsü ve hormon dengesi etkilenebilir

Jel ojelerin düzgün yayılmasını sağlayan toluen maddesinin uzun süreli maruziyette adet döngüsünü bozabileceğine dikkat çeken Güngör, sertleştirici olarak kullanılan formaldehitin ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olarak kabul edildiğini hatırlattı. Güngör, “Yüksek maruziyetin yumurtalık fonksiyonları üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dair veriler bulunmaktadır” diye konuştu.

Uzun süreli kullanım riski artırıyor

Jel ojelerin UV veya LED ışıkla sertleştirilmesinin de ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Doç. Dr. Güngör, “Bu cihazlar düşük dozda UV-A ışığı yayar. Doğrudan yumurtalık rezervine etkisini kanıtlayan net bir veri yoktur ancak UV ışığının hücresel DNA üzerinde hasar oluşturabileceği bilinmektedir. Tek seferlik veya nadir kullanım ciddi bir risk oluşturmayabilir, ancak yıllar süren düzenli kullanımda risk artmaktadır” dedi.

Salmonella enfeksiyonuna karşı mutfakta altın kurallar
Salmonella enfeksiyonuna karşı mutfakta altın kurallar
İçeriği Görüntüle

Güzellik uzmanlarında risk daha yüksek

Özellikle güzellik uzmanları ve sağlık çalışanları üzerinde yapılan araştırmalara dikkat çeken Güngör, “Günlük yüksek kimyasal maruziyet yaşayan kişilerde adet düzensizlikleri, düşük over rezervi ve erken menopoz bulgularının daha sık görüldüğü bildirilmektedir. Bu durum, esas problemin uzun süreli ve yoğun maruziyetle ortaya çıktığını göstermektedir” ifadelerini kullandı.

Gebelik planlayanlar için daha kritik

Gebelik planlayan ve tüp bebek tedavisi gören kadınların daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Güngör, “Ftalatlar yumurta kalitesini azaltabilir, bazı çözücüler LH ve FSH dengesini bozabilir. Bu nedenle gebelik planlayan kadınların jel oje kullanım sıklığını azaltması, içerik analizi yapılmış ürünleri tercih etmesi ve iyi havalandırılmış ortamlarda uygulama yaptırması önemlidir” dedi.

Dengeli kullanım çağrısı

Jel ojenin tamamen yasaklanmasının bilimsel olmadığını belirten Güngör, “Nadiren kullanım çoğu kadın için ciddi bir tehdit oluşturmaz. Ancak düzenli ve yıllar süren kullanım ile gebelik planlama dönemindeki kontrolsüz maruziyet üreme sağlığı açısından dikkatle değerlendirilmelidir” diyerek dengeli kullanım çağrısında bulundu.

Kaynak: DHA