İzmir’in kültürel simgelerinden biri olan ve yıllardır İzmir Fuarı içinde faaliyet gösteren lunaparkın tahliye edilmesiyle ilgili tartışmalar hızla devam ediyor. Lunapark işletmecisi, yaşadıkları süreci ve belediye ile olan problemleri tüm detaylarıyla açıkladı. İzmir’in sosyal, kültürel ve turistik hafızasında önemli bir yere sahip olan bu işletmenin kapanma süreci, yalnızca yerel halkı değil, yıllardır İzmir’i ziyaret eden yerli ve yabancı turistleri de derinden etkiliyor. İşletmeci, bu belirsiz süreçlerin İzmir’in eğlence kültürüne büyük bir darbe vurduğunu ve şehrin bu önemli değerinden mahrum kalmasının kayıplara yol açtığını vurguladı.
50 yıllık lunaparkın geçmişi
İzmir Lunaparkı, 1973 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı İhsan Alyanak’ın başkanlığında, ilk kez sezonluk olarak İzmir Fuarı içinde faaliyete geçmeye başladı. 1976 yılında ise belediyenin onayıyla daimi hale gelerek, yıllarca sürecek bir yolculuğa adım attı. O günden bu yana kesintisiz olarak İzmir’de hizmet veren lunapark, sadece yerel halkın değil, aynı zamanda şehre gelen turistlerin de ilgisini çekerken, İzmir’in en çok tercih edilen eğlence alanlarından biri haline gelmişti. İşletmeci, lunaparkın güvenli, kaliteli ve ekonomik eğlence anlayışıyla yıllardır hizmet sunduğunu belirterek, "50 yıl boyunca hiçbir misafirimizin can güvenliği tehlikeye girmedi. Bu, bizim için gurur verici bir başarı" dedi. Bu açıklama, lunaparkın yalnızca bir eğlence alanı değil, aynı zamanda topluma güvenli bir ortam sunma konusunda ciddi bir sorumluluk taşıdığını da gözler önüne seriyor.
Tunç Soyer döneminde resmî tebligat olmadı
İşletme sahibi, 2018 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği tarafından tahliye talepleriyle ilgili bazı yazışmalar aldıklarını ancak bu yazışmaların lunaparkla ilgili olmadığına dikkat çekti. Tunç Soyer’in başkanlık döneminde lunapark hakkında herhangi bir tahliye talebi veya resmi tebligat almadıklarını, aksine Soyer’in lunaparkın fuarın bir parçası olduğunu ve varlığının devam etmesi gerektiğini vurguladığını ifade etti. Ayrıca, lunaparkın sadece bir işletme değil, İzmir’in kültürel dokusunun vazgeçilmez bir parçası olduğunu bildiklerini belirterek, belediyeye sundukları projelerde lunaparkın önemine dikkat çektiklerini söyledi. Bu, lunaparkın sadece eğlence değil, aynı zamanda şehrin kültürel ve turistik kimliğini oluşturan bir unsur olduğunu vurgulayan bir açıklama oldu.
Cemil Tugay döneminde tahliye süreci hızlandı
İşletmeci, Cemil Tugay’ın göreve gelmesinin hemen ardından lunaparkın tahliye edilmesiyle ilgili açıklamaların yapıldığını ve bu açıklamalarla birlikte belediye ile olan iletişimdeki uzlaşı kanallarının bir anda kapandığını belirtti. Tugay’ın seçilmesinin hemen ardından lunaparkın kaldırılacağına dair açıklamaların yapılmasının kendilerini büyük bir şaşkınlığa uğrattığını dile getiren işletme sahibi, "Şehirde başka öncelikler varken ve halkın daha önemli ihtiyaçları varken lunapark gibi toplumsal bir değeri hedef almak gerçekten anlaşılır bir durum değil" dedi. Lunaparkın tahliye edilmesiyle İzmir halkının, özellikle de çocukların, büyük bir eğlence alanından mahrum kalacağının altını çizen işletmeci, bu durumun şehri duygusal olarak da olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tahliye sürecinin mahkeme kararı olmadan başlatıldığını belirten işletmeci, büyük makinelerin sökümü için kendilerine yalnızca bir aylık süre tanındığını ancak bu sürecin oldukça belirsiz olduğunu ifade etti. "Oyuncakların nasıl sökülüp taşınacağı dahi netleşmemişken lunaparkın etrafı bariyerlerle kapatıldı. Şu anda çocuklar bile oyuncaklarla fotoğraf çekemiyor" diyen işletmeci, tahliye sürecinin tam anlamıyla bir kaosa dönüşmek üzere olduğunu ve her geçen gün bu belirsizliğin daha da arttığını söyledi.
Lunaparkın geleceği belirsiz
İşletme sahibi, tahliye süreciyle ilgili açtıkları davanın henüz sonuçlanmadığını ve belediyeden mahkeme kararı beklediklerini belirtti. "Mahkeme kararı olmadan tahliye sürecinin başlatılmasını kabul etmiyoruz. Belediye, lunaparkı kaldırdıktan sonra bu alanın ne olacağına dair hiçbir açıklama yapmadı" dedi. Bu açıklama, tahliye sürecinin yasal bir temele dayanmadığı ve hiçbir hukuki prosedürün takip edilmediği yönündeki işletme sahibinin endişelerini açıkça gösteriyor. Ayrıca lunaparkın tahliye edilmesinin ardından bölgede yapılması planlanan düzenlemelere dair herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını belirten işletmeci, bu belirsizliğin şehrin ekonomik yapısını da olumsuz etkileme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin lunaparktan elde ettiği gelirden vazgeçerek burayı atıl bir alan haline getirmesinin mantıklı olmayacağını ifade eden işletmeci, "Cemil Tugay’a sesleniyorum, gelin bu süreci birlikte konuşalım. İzmir, lunaparksız düşünülemez" diye ekledi. İşletmeci, lunaparkın sadece bir eğlence alanı yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda şehre sosyal, kültürel ve ekonomik katkılar sunduğunu belirterek, belediyenin alacağı kararların şehrin geleceği açısından son derece önemli olduğunun altını çizdi.
"Yıllarca kazandığımızı tek bir günde kaybettik"
İşletme sahibi, lunaparkın tahliye süreci sırasında büyük bir maddi zarara uğradıklarını belirterek, "Yıllarca kazandığımızı tek bir günde kaybettik. Çalışanlarımıza maaş ödeyemedik, yedek parça ve bakım maliyetleri arttı, çok ciddi bir ekonomik darboğaza girdik" dedi. Lunaparkın kapanmasının, sadece işletme sahibi ve çalışanları değil, aynı zamanda tedarikçiler ve çevre esnaf üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını söyledi. Tahliye sürecinin başlatılmasından sonra gelen tepkilerin, özellikle sosyal medya üzerinden yoğun olduğunu belirten işletmeci, "İzmir halkı bu durumu kabullenmekte zorlanıyor, çünkü burası bir gelenek haline gelmişti. Lunapark sadece bir eğlence mekanı değil, İzmir’in hafızasında çok özel bir yeri olan bir alan" diyerek, halkın verdiği desteği vurguladı.
"Daha faydalı hale getirilebilirdi"
İşletmeci, lunaparkın tahliye edilmeden önce yapılabilecek başka çözümler olduğuna inandığını belirtti. "Burası, İzmir’in merkezinde çok önemli bir yer işgal ediyor. Şehirdeki eğlence anlayışını değiştirmeden, bu alanı uygun bir şekilde yeniden tasarlayabilir, hatta lunaparkı daha modern hale getirebilirdik. Belediye ile anlaşarak, lunaparkın mevcut alanı daha faydalı bir hale getirilebilirdi. Ancak maalesef bu seçenekler dikkate alınmadı" diyerek, süreçteki eksikliklere dikkat çekti. Belediye ile daha kapsamlı bir görüşme yapılması gerektiğini ve belki de lunaparkın bir kültürel proje olarak devam etmesi gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.