İzmir, son yıllarda hızla büyüyen nüfusu ve yoğun yapılaşma nedeniyle deprem riskiyle karşı karşıya. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, İzmir’in, İstanbul'dan daha yüksek deprem riski taşıdığını vurguladı. Özellikle alüvyon tabakalarının zemin dalgalarını büyütmesi, İzmir'in riskini artırıyor.
Alüvyon tabakası İzmir için büyük tehlike oluşturuyor
Sinancan Öziçer, İzmir’deki alüvyon tabakalarının deprem dalgalarının genliğini büyütmesi nedeniyle, büyük depremlerde ciddi hasarların yaşanabileceğini belirtti. İzmir’de özellikle Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Bornova, Konak, Balçova, Narlıdere ve Güzelbahçe gibi ilçelerde, yerleşim alanlarının alüvyon tabakalarına yakın olduğu için büyük risk taşıdığını ifade etti. Bu zeminler, deprem sırasında binaların çok daha fazla zarar görmesine neden olabilir.
Yapılaşma ve kaçak yapılar deprem riskini artırıyor
İzmir'de, nüfus yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda zemin kalitesizliği ve mühendislik hizmeti almamış binaların çoğunlukta olması, deprem riski için önemli bir faktör. 2019’da yapılan düzenlemelerle mühendislik hizmeti almamış binalara yapı kayıt belgesi verilerek ruhsatlandırıldı, ancak bu binalar, deprem sırasında büyük tehlike arz ediyor. Özellikle kaçak yapılar, daha düşük büyüklükteki depremlerde bile ciddi zararlar verebilir.
2019 yönetmeliğiyle yapılan binalar daha güvenli
2019 yılında yürürlüğe giren yeni deprem yönetmeliği ile yapılan binaların, daha büyük depremlere karşı daha güvenilir olduğu belirtildi. Sinancan Öziçer, yeni yönetmeliğe uygun binaların hem orta hem de hafif hasarlarla atlatabileceğini, ancak eski ve mühendislik hizmeti almamış binaların ciddi can ve mal kaybına yol açabileceğini söyledi.
Denetim eksiklikleri, İzmir'in deprem riskini artırıyor
İzmir’de, inşaat öncesi ve imalat aşamasında yapılan denetim eksiklikleri, binaların deprem güvenliğini tehlikeye atıyor. Sinancan Öziçer, İzmir’de 30 ilçenin 20’sinde jeofizik mühendisi istihdamının olmadığını ve bu eksikliğin büyük bir risk oluşturduğunu belirtti. Deprem öncesinde zemin etütlerinin jeofizik mühendisleri tarafından denetlenmesi gerektiği vurgulandı.