İzmir, tarih boyunca su kaynakları bakımından zengin bir coğrafyaya sahip olmuştur.
Kentin içme suyu temini, antik dönemlerden Osmanlı'ya ve Cumhuriyet'e kadar evrilmiş; doğal kaynak suları, kuyu suları ve barajlar ön planda olmuştur. Osmanlı döneminde (genellikle 15.-19. yüzyıl) su temini daha çok yerel kaynaklar, çeşmeler ve vakıf sistemleri üzerinden yönetilirken, Cumhuriyet döneminde (1923 sonrası) modern altyapı, barajlar ve belediye teşkilatları (örneğin İZSU) ile sistematik hale getirilmiştir. Aşağıda, döneme göre başlıca güzel (lezzetli ve kaliteli) içme suyu kaynaklarını, lokasyonlarını ve kullanım detaylarını özetliyorum. Bu bilgiler, tarihi kayıtlar, arkeolojik bulgular ve resmi kaynaklara dayanmaktadır.
Yamanlar Dağı Kaynak Suları
Yamanlar Dağı (yaklaşık 800-1000 metre rakım), Osmanlı'dan beri en önemli içme suyu kaynaklarından biriydi. Dağın yamaçlarından çıkan doğal kaynak suları, Karşıyaka (eski adıyla Karşıyaka semti) ve Menemen civarına akardı. Bu sular, tatlı ve mineralli yapısıyla "güzel su" olarak bilinirdi; evlere cam damacanalarda servis edilirdi. Osmanlı kayıtlarında, bu kaynaklar tarım ve içme suyu için kullanılmış, vakıf çeşmeleriyle dağıtılmıştır. Örneğin, Yamanlar eteklerindeki Emiralem ve Çamlık kaynakları, kentin kuzeyine su taşırdı.
Bornova Vadisi ve Homeros Kaynak Suları
Bornova (eski adıyla Birun-u Abad), Osmanlı döneminde sayfiye ve tarım merkeziydi. Ova, zengin yer altı suları ve akarsularla (Bornova Çayı, Nif Çayı) doluydu. Homeros Vadisi (Bornova Çayı kenarı), antik dönemden beri (MÖ 8. yüzyıl, Homeros efsanesiyle ilişkilendirilir) bilinen bir kaynak alanıydı. Osmanlı'da bu sular, Bornova'daki evlere ve çeşmelere indirilir, lezzetiyle tercih edilirdi. Bölge, yoğun bitki örtüsü ve yağışlar sayesinde su bakımından zengindi; Osmanlı gezgin kayıtlarında "verimli su kaynakları" olarak anılırdı.
Kadifekale Yamaçları ve Osman Ağa Suyu
Kadifekale (eski Kadifekale) eteklerindeki kaynaklar, kentin merkezine (Eşrefpaşa, İkiçeşmelik) su sağlardı. "Osman Ağa Suyu" adlı ünlü kaynak, özel şirketler aracılığıyla dağıtılır, tatlılığıyla ünlüydü. Osmanlı'da Büyük İskender efsanesine dayanan bu kaynaklar, kale yamaçlarından akar ve vakıf sistemleriyle halka ulaştırılırdı. 19. yüzyılda liman büyümesiyle bu sular yetersiz kalmış, ancak "güzel içme suyu" olarak anılırdı.
Osmanlı'da su, genellikle çeşmeler (sebil) ve kemerler üzerinden dağıtılır; uzak kaynaklar (örneğin Yamanlar'dan) kanallarla taşınırdı. 19. yüzyılda nüfus artışı (liman etkisiyle) su krizine yol açmış, ancak yerel kaynaklar "güzel" sular olarak tercih edilirdi.
Cumhuriyet Dönemi'nde İzmir'in İçme Suyu Kaynakları
Cumhuriyet'in ilanından (1923) sonra, İzmir'in su sistemi modernize edildi. 1926'da Şaşal Suyu'nun vali Kazım (Dirik) öncülüğünde devreye alınmasıyla başladı; barajlar, kuyular ve İZSU (1988'de kuruldu) ile yönetildi. Eski Osmanlı kaynakları entegre edildi, yeni barajlar eklendi. Günümüzde (2025 itibarıyla) içme suyu, %40 baraj, %28 kuyu, %23 kaynaklardan geliyor; ancak tarihi "güzel sular" hala şişelenmiş halde tüketiliyor.
Yamanlar Dağı ve Göksu Kaynakları
Osmanlı mirası devam etti; Yamanlar suları, İZSU şebekesine entegre edildi (Menemen Pompa İstasyonu üzerinden). Günlük 100.000+ m³ su sağlar. Cumhuriyet'te damacana olarak (Yamanlar Cansu markası) popüler; lezzeti bozulmadan korunur.
Homeros Vadisi ve Bornova Kaynak Suları
2017'de İZSU, Homeros Vadisi'nde dolum tesisi kurdu (saatte 1500 damacana). Osmanlı'dan kalan kaynaklar, ambalajlanarak dağıtılıyor. Bornova Ovası kuyuları (Pınarbaşı, Buca) da entegre edildi; tatlı sular için tercih edilir.
Şaşal Doğal Kaynak Suyu
1926'da Cumhuriyet projesiyle açıldı; 91 yıllık miras. Lezzetiyle ünlü, şişelenmiş halde Ege'ye dağıtılır. Osmanlı'dan bilinen kaynak, modern arıtmayla geliştirildi.
Son yıllarda İzmir’in Osmanlı’dan kalan Yamanlar, Homeros Vadisi ve Şaşal gibi içme suyu kaynakları, iklim değişikliği ve azalan yağışlar nedeniyle debi kaybına uğradı. Yoğun kentleşme, özellikle Karşıyaka ve Bornova’da, kaynak çevrelerini betonlaştırarak su akışını engelledi. Sanayi ve tarım atıkları, yeraltı sularının kalitesini bozdu; bazı kuyular kapatıldı. İZSU’nun modern şebeke sistemi, eski kaynakları entegre etti veya şişelenmiş suya yönlendirdi. Ancak, Yamanlar ve Homeros suları gibi bazı kaynaklar hala damacana olarak tüketiliyor.





