İstanbul Modern Sinema, izleyicileri “Daha Bitmedi” başlıklı özel film programıyla buluşturuyor. Kadınlar Günü’ne denk gelen mart ayında sunulan bu seçki, farklı dönem ve coğrafyalarda geçen mücadeleleri konu alan 10 etkileyici filmden oluşuyor. Program, tarihin önemli anlarını ve özellikle kadınların özgürlük mücadelesini sinema aracılığıyla gözler önüne seriyor.
“Daha Bitmedi” film programı, Fritz Lang’ın 1931 tarihli başyapıtı M – Bir Şehir Katilini Arıyor ile başlıyor ve Şili’deki toplumsal ayaklanmalardan Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth’in özgürlük arayışına uzanan farklı hikâyeleri bir araya getiriyor.
Ödüllü bir film; "Hâlâ Buradayım"
Programdaki en yeni film ise, Brezilya’daki askeri diktatörlük döneminde eşi kaybolan ve devlete karşı mücadelesini sürdüren Eunice Paiva’nın hikâyesini anlatan Hâlâ Buradayım. Venedik Film Festivali’nde “En İyi Senaryo ödülü, Altın Küre’de “En İyi Kadın Oyuncu” ve bu yıl Oscar’da “En İyi Yabancı Film” seçilen yapım, 1970'lerde Rio'da kocası askeri rejim tarafından esir alınan Eunice Paiva’nın amansız mücadelesini gözler önüne seriyor. Fernanda Torres’in kısa süre önce Altın Küre ile taçlanan performansı, uzun yıllara yayılan bu etkileyici hikâyeyi daha da dokunaklı kılıyor.
Tereddüt Çizgisi en dikkat çeken film
10 film arasında yer alan ve SİYAD Ödülleri’nde dokuz kategoride toplam 10 adaylık kazanan Tereddüt Çizgisi idealist bir avukatın vicdanıyla adaletin sınırları arasındaki içsel çatışmasını işliyor. Filmde genç bir avukatın, vicdanı ve adalet arasındaki çalkantılı mücadelesini işlerken, hukukun sınırlarını sorgulayan bir dram sunuyor. Film, savunduğu müvekkilin suçluluğuna dair şüpheler taşıyan avukatın içsel çatışmasını anlatıyor.
43. İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI ödülünü kazanan, Tülin Özen’e En İyi Kadın Oyuncu ve Selman Nacar’a En İyi Yönetmen ödülünü getiren film, beyin ölümü gerçekleşmiş annesinin hayatıyla ilgili bir türlü karar veremeyen, öte yandan da cinayetle yargılanan Musa’nın davası için varını yoğunu ortaya koyan avukat Canan’ın hikayesine göz atıyor. Filmde Canan’ın kendi hayatındaki kararsızlıkla, Musa’nın davası karşısında gösterdiği kararlılık çarpışsa da bir noktadan sonra birbirini yakalayan ve tamamlayan hikayeler haline geliyor.
