Karaciğer hastalıklarının tanı ve takip süreçlerinde kullanılan teknolojiler, hem hastalar hem de hekimler için daha konforlu seçenekler sunuyor. Bu yöntemlerden biri olan fibrotest, karaciğer dokusundaki sertlik ve yağlanmayı ölçerek hastalığın evresine dair kritik bilgiler sağlıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Öksüz, fibrotestin özellikle biyopsiye alternatif olabilecek güvenli, hızlı ve ağrısız bir yöntem olarak öne çıktığını söyledi.
Birçok hasta grubu için uygun yöntem
Dr. Öksüz, fibrotestin geniş bir hasta grubunda kullanılabildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Karaciğer yağlanması bulunanlar, kronik hepatit B veya C hastaları, alkol kullanımına bağlı karaciğer hasarı yaşayanlar, otoimmün veya genetik karaciğer hastalığı olanlar, fibrozis ya da siroz şüphesi taşıyanlar ve karaciğer tedavisi gören hastalar fibrotestten faydalanabilir.”
Ağrısız, yaklaşık 10 dakikalık konforlu bir işlem
Fibrotest uygulamasının ultrason benzeri bir yöntemle gerçekleştirildiğini belirten Dr. Öksüz, “Hasta sol yanına veya sırtüstü uzanır. Cihazın probundan karaciğere gönderilen titreşim dalgaları sayesinde sertlik ve yağlanma ölçülür. İşlem 5–10 dakika sürer, tamamen ağrısızdır ve çoğu zaman yalnızca kısa bir açlık yeterlidir” diye konuştu.
Öksüz, işlem sonrasında hastaların anında normal hayatlarına dönebildiğini, bekleme süresine gerek olmadığını söyledi.
Biyopsiye göre daha güvenli ve sık tekrar edilebilir
Karaciğer biyopsisinin psikolojik stres, ağrı ve kanama riski taşıdığına dikkat çeken Dr. Öksüz, “Fibrotest ise iğnesiz, ağrısız ve risksizdir. Karaciğerin daha geniş bir bölümünü değerlendirir ve sonuç aynı gün yorumlanabilir. Ayrıca takip amaçlı gerektiğinde sık tekrar edilebilir” dedi.
Yine de bazı özel klinik durumlarda karaciğer biyopsisinin gerekli olabileceğini belirten Öksüz, bu kararın mutlaka hekim tarafından verilmesi gerektiğini vurguladı.




