Eski Mısır'da tapınılan en eski ve önemli tanrılardan biri olan Horus, şahin ya da şahin başlı insan formunda tasvir edilen bir güneş ve savaş tanrısıdır. Hem kutsal kitaplarda hem de antik Mısır’ın en eski yazıtlarında adı geçen Horus, sadece Mısır mitolojisinin değil, aynı zamanda eski uygarlığın kültürel mirasının da temel taşlarından birini oluşturur. Horus’un figürü, halkın inanç sistemine derin bir şekilde işlemiş ve pek çok yönüyle Mısır’ın gücünü simgelemiştir. Peki, Horus ne tanrısı? Horus, Eski Mısır'da güneş ve savaş tanrısı olarak kabul edilmiştir.
Horus ne tanrısı?
Horus, Eski Mısır’da ilk olarak Yukarı Mısır’daki Nekhen (Hierakonpolis) kentinin koruyucu tanrısı olarak kabul edilmiştir. Horus’un ismi, Mısır’a hakim olan her firavunun yeryüzündeki görünümü olarak kabul edilmiştir. Horus, bir güneş ve savaş tanrısı olarak, hem gökleri hem de savaşı simgeler. Horus’un, ezeli rakibi Seth ile girdiği ölümcül mücadelesi, Mısır mitolojisinin en ilgi çekici efsanelerinden biridir. İlk yazıtlarda, Horus’un gözünün Seth tarafından çalındığı, Seth’in ise Horus’un döl suyunu çaldığı yazılmaktadır. Aynı zamanda Horus, gök tanrıça Nut ile yer tanrısı Geb’in oğlu olarak tasvir edilmiştir. Ancak en yaygın kabul, Horus’un, efsanevi figür Osiris ile İsis’in oğlu olduğu yönündedir. Horus ne tanrısı olarak, Mısır halkı onu aynı zamanda adaletin ve zaferin simgesi olarak görmüştür.
Osiris kültü ve Horus’un yükselişi
Eski Krallık döneminin etkisiyle Osiris kültü tüm Mısır’a yayılmış ve bu dönemde Horus, İsis ile Osiris’in oğlu olarak kabul edilmiştir. Horus’un genç formu, annesi İsis’in kurnazlığı sayesinde güçlü amcası Seth’e galip gelmiş, Mısır’daki hakimiyetini pekiştirmiştir. Horus, aynı zamanda güneşin tanrısı olarak kabul edilmiştir ve gözlerinin Ay ile Güneş’i temsil ettiğine inanılmaktadır. Horus’un vücut bulmuş formları arasında Re-Harakhety ve Horemakhet gibi isimler de yer almaktadır.
Yunanlılar, Horus’un yaşlı halini Haroeris olarak adlandırmış, genç halini ise Harpocrates veya Harsiesis olarak bilmiştir. Bu figürler, Apollon’a benzer şekilde tasvir edilmiştir. Mısır’daki mitolojik figürlerin modern dünyada nasıl sembolize edildiğine dair bazı görüşler, Horus’un İsa figürünün kucağında tasvir edilmesiyle paralellikler taşımaktadır. Ayrıca St. George’un ejderhaları öldürme motifi ile Horus arasında benzerlikler de dikkat çekmektedir.
Horus ile Seth’in savaşı
Horus ile Seth arasındaki efsane, Mısır mitolojisinin en dramatik ve öğretici olaylarından biridir. Kardeş olan Horus ve Seth, Mısır’ı ele geçirmek için birbirlerine karşı amansız bir savaşa girmiştir. Eski Krallık dönemi kayıtlarından, bu çatışmanın ne kadar yıkıcı olduğunu öğreniyoruz. Horus, bir güneş ve savaş tanrısı olarak, karşılıklı olarak Seth ile girdiği mücadelede birbirlerinin gözünü ve testislerini kaybetmiştir. Olaylar, 9 tanrının iki kardeş arasında kimin Mısır’ı yöneteceğine karar vereceği bir yarışmaya dönüştü. Bu sırada, Horus’un annesi İsis, oğlunun kaybetmesini istemediği için Seth’i bir mızrakla vurmuş, ancak yanlışlıkla Horus’u yaralamıştır. Bu durum, yarışın kaybedilmesine yol açmıştır. Ancak Horus, sonunda Seth’i yenecek ve Mısır’ı yönetecek olan tanrı olmayı başaracaktır.
Bu efsanede, Horus’un gözünün kaybedilmesi, Mısır’ın hem karanlık hem de ışık dönemlerinin simgesi olmuştur. Hathor, Horus’un gözünü iyileştirmiş, ancak çatışma sona ermemiştir. Horus ve Seth’in mücadeleleri devam etmiş ve sonrasında taş kayıklarda yapılan bir yarışta Horus’un galip gelmesiyle sona ermiştir. Re, acıyan bir şekilde Seth’i gökyüzündeki yıldırıma dönüştürmüştür.
Horus’un Gözü ve sembolizmi
Horus’un gözünün, Ra’nın gözünden türediği düşünülmektedir. Bu göz, Mısır tahtının gücünü simgeleyen bir figürdür. Horus’un sol gözü, Ay ile ilişkilendirilirken, sağ gözü ise Güneş’le bağdaştırılmıştır. Bu gözler, birbirini tamamlayan iki büyük gücü temsil etmektedir. Mısır mitolojisinde, bu gözler bilgeliği temsil eder ve tılsım olarak kullanılmak üzere birçok amulete işlenmiştir. Bu amuletler, hem koruma amacı taşımış hem de Osiris’in yeniden doğuşunda önemli bir yer edinmiştir.
Horus’un gözünün yeniden doğuşu, Osiris’in ölümünün ardından yaşanan dirilişin simgesidir. Bu diriliş sayesinde, Osiris görme, konuşma ve yürüme yeteneklerini yeniden kazanmıştır. Piramit yazıtlarında ise Horus’un gözünün, düşmanlara karşı koruyucu bir tılsım olarak kullanıldığı anlatılmaktadır.
Horus, bir güneş ve savaş tanrısı olarak, Mısır mitolojisinin temel taşlarından biridir. Horus’un gücü, Mısır’ın inanç sisteminde hem savaşın hem de güneşin sembolü olarak önemli bir yer edinmiştir. Horus’un gözleri, dirilişi ve oğulları, Mısır’ın kültürel ve dini yapısının vazgeçilmez öğeleri olmuştur. Bu efsaneler, sadece dönemin mitolojik figürleri olarak değil, aynı zamanda Eski Mısır toplumunun yaşamını ve inançlarını anlamamızda önemli bir ışık tutmaktadır.