Mesane kanseri, idrar kesesi olarak bilinen mesanenin iç yüzeyini kaplayan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle ürotelyal hücrelerde başlayan bu kanser, erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha sık görülüyor ve 50 yaş üstü bireylerde risk artıyor. En yaygın belirtisi idrarda kan (hematüri) olup, sık idrara çıkma, yanma hissi ve pelvik ağrı gibi semptomlar da dikkat çekiyor. Son yıllarda, mesane kanseri tedavisinde çığır açan gelişmeler yaşanıyor. Özellikle 2025’te dünyada ilk kez gerçekleşen mesane nakli, tıp dünyasında büyük yankı uyandırdı.

Risk faktörleri ve önleme

Mesane kanserinin en büyük tetikleyici faktörlerinden biri sigara kullanımı. Tütündeki kimyasallar, idrar yoluyla mesaneye ulaşarak hücrelere zarar veriyor ve kanser riskini 4-7 kat artırıyor. Boya, tekstil, kauçuk ve kimya sektörlerinde çalışanlar, aromatik aminler gibi kimyasallara maruziyet nedeniyle yüksek risk altında. Kronik mesane enfeksiyonları, uzun süreli kateter kullanımı ve ailede kanser öyküsü de risk faktörleri arasında. Uzmanlar, sigarayı bırakmanın, yeterli su tüketiminin ve düzenli sağlık kontrollerinin hastalığın önlenmesinde kritik olduğunu vurguluyor.

“Yememek” bir yardım çığlığı olabilir “Yememek” bir yardım çığlığı olabilir

Tanı ve tedavi yöntemleri

Mesane kanseri erken evrede teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksek. Tanı, sistoskopi, idrar sitolojisi ve tomografi gibi yöntemlerle konuluyor. Erken evre tümörlerde, transüretral rezeksiyon (TUR-Mesane) ile tümör çıkarılıyor ve gerekirse immünoterapi (BCG tedavisi) uygulanıyor. İleri evrelerde ise radikal sistektomi (mesanenin tamamen çıkarılması) veya kemoterapi gibi yöntemler devreye giriyor. 2025’te gerçekleşen dünyanın ilk mesane nakli, ileri evre hastalarda yeni bir umut ışığı oldu. Bu nakil, ABD’de metastatik mesane kanseri olan bir hastada başarıyla gerçekleştirildi ve tıp tarihinde bir dönüm noktası olarak kaydedildi.

Hastaların deneyimleri

Mesane kanseri teşhisi alan hastalar, erken teşhisin önemini vurguluyor. Tedavi sonrası düzenli takip, hastalığın nüksetme riski nedeniyle kritik. Bir hasta, “Tanı ilk konulduğunda korktum, ama erken teşhisle tedavi oldum ve şimdi normal hayatıma devam ediyorum” derken, başka bir hasta, radikal sistektomi sonrası yapay mesaneye alışma sürecinin zor olduğunu ancak doktor desteğiyle yaşam kalitesini koruduğunu ifade ediyor. Uzmanlar, hastaların fiziksel ve duygusal destek almasının iyileşme sürecini kolaylaştırdığını belirtiyor.

Muhabir: Batuhan Yiğit