Telefonunuzu bir saatliğine bir kenara bırakmak bile zor geliyorsa, dijital detoksa ihtiyaç duyan milyonlardan birisiniz demektir. Son yıllarda sosyal medyaya ara verme, “dijital detoks” yapma gibi kavramlar özellikle gençler arasında hızla yayılıyor. Ancak bu detoksların çoğu ya kısa sürüyor ya da alışkanlık hâline gelemiyor.

Araştırmalar, dijital detoks yapma girişimlerinin çoğunlukla başarısız olduğunu gösteriyor. Birçok kişi, sosyal medya uygulamalarını telefonundan silmesine rağmen birkaç gün içinde yeniden indiriyor. Bunun temel nedenleri arasında bağımlılık döngüsü, iletişim korkusu (FOMO) ve alışkanlığa bağlı otomatik davranışlar yer alıyor.

Özellikle X (eski Twitter), Instagram ve TikTok gibi uygulamalar, kullanıcıların platformda daha uzun süre vakit geçirmesi için çeşitli algoritmalarla etkileşim sunuyor. Uzmanlar, bu yapıların “bildirim dopamini” adı verilen bir etki yarattığını ve sosyal medya alışkanlığını gerçek bir bağımlılığa çevirdiğini ifade ediyor.

İlginç olan ise, dijital detoks kavramının kendisinin de sosyal medya sayesinde popülerleşmiş olması. “Dijital arınma haftası”, “ekransız pazar günü” gibi terimler özellikle Instagram'da #selfcare akımının bir parçası hâline gelmiş durumda. Yani dijital dünyadan uzaklaşma çabası bile yine dijital ortamda yankı buluyor.

Buna rağmen bazı kullanıcılar, bu detoksların farkındalık yarattığını ve ekran süresinin kontrol altına alınmasına katkı sunduğunu savunuyor. Uzmanlara göre tek seferlik kopuşlar yerine, düzenli olarak ekran süresini azaltmak, bildirimleri sınırlamak ve uygulamaları zamanlı kullanmak daha sürdürülebilir çözümler arasında yer alıyor.

Dijital detoksun tam anlamıyla mümkün olup olmadığı belirsizliğini koruyor. Ancak kesin olan bir şey varsa o da şu: dijital dünya artık sadece bir “araç” değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi hâline geldi. Bu yüzden detoks değil, denge kurmak asıl çözüm olabilir.