CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Çeşme ilçesinde yanan orman alanları ile Danıştay tarafından iptal edilen Çeşme Projesi'nin yapılacağı alanların birebir örtüştüğünü belirterek, "Bu bir tesadüf mü yoksa plan mı? İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nı göreve davet ediyorum. Bu basın toplantısı aynı zamanda bir suç duyurusudur. Çeşme projesinde gösterilen alanın 24 Temmuz'daki orman yangınında yanarak kül olması bir tesadüf müdür, bir planın sonucu mudur? Bunun ortaya çıkması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletiyse eğer bir otokrasi değil de hukuk yürürlükteyse bu tür sabotajların ya da bu tür yangınların araştırılması gerekir. Bu sorunun yanıtını Cumhuriyet Savcılığımızdan araştırma yaparak beklemekteyiz" dedi.

Balçova’daki Polis Merkezi saldırısında gözaltına alınan 16 şüpheli serbest bırakıldı
Balçova’daki Polis Merkezi saldırısında gözaltına alınan 16 şüpheli serbest bırakıldı
İçeriği Görüntüle

İktidar ormanları yanarken de, yandıktan sonra da yandaşlarını zengin etme ve zenginlerin 2030 yılına kadarki odun kömürü dahil olmak üzere, orman ürünlerini tedarik etmek amacıyla peşkeş çekmiş durumdadır

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda yaptığı açıklamada, İzmir'in yaşanan yangınlarda 27 bin hektar orman alanını kaybettiğini belirterek, "20 yıl önce 'devletin ormanı değil, milletin ormanı' diyerek çıktıkları yolculukta, milleti orman üzerinden soyarak, milleti ormansız bırakarak maalesef bu noktaya kadar geldik. İzmir’de 72 saat süren orman yangınında kaybettiğimiz alan 27 bin hektar. Toplam söndürme maliyetini açıklamıyorlar ama biz daha önceki söndürme faaliyetlerinden yola çıkarak bu rakamları buluyoruz. 81 milyon liradır 72 saatin maliyeti. İzmir’deki ormanlarımızı söndürme ve geri dönüşüm maliyetleriyle birlikte ele alırsak, toplam 130 milyon liradan söz ediyoruz. Bu maliyetleri göze alıp her yıl ne yazık ki ormanlarımızı söndürmek için, hava gücü yaratma karadan müdahalelerde eğitimli ve donanımlı itfaiye erleriyle olaya müdahale etme ve yangın öncesinde önlem alma konusunda en küçük bir çalışma yoktur. İktidar ormanları yanarken de, yandıktan sonra da yandaşlarını zengin etme ve zenginlerin 2030 yılına kadarki odun kömürü dahil olmak üzere, orman ürünlerini tedarik etmek amacıyla peşkeş çekmiş durumdadır" dedi. Özkan, "Hala envanterimizde gece görüşlü bir söndürme helikopteri yok. Envanterimizde bir tek uçağımız yok. Bununla ilgili hava gücü bulunmamaktadır. Tamamı kiralanmaktadır. Havadan söndürme araçlarının kira işlemleri şeffaf olmayan ihale yöntemleriyle tamamen yandaşlara dönük bir tutum içerisinde sürmektedir" dedi. Özkan, 2022 yılından bu yana bir Boeing 737 tanker uçak alımının yapılamadığını belirterek "O tanker uçak 20 saat havada kalma kapasitesi olan, 77 tona kadar su bırakabilen ve bir orman yangını çepeçevre dolaşarak söndürebilen bir yapıya sahiptir. Toplam maliyeti Türkiye'ye 5 milyar liradır. Bizim 2022'den bu yana orman yangınları için harcadığımız maliyet bunun iki katıdır" ifadelerini kullandı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nı göreve davet ediyorum

Orman yangınları için önlemlerin alınmadığını da aktaran Özkan, "Neden önlem alınmadı? İzmir'de 27 bin hektar alan niye yandı? Orman şehitlerimiz niye şehit oldu? 'Devlet ormancılığını bıraktık, millet ormancılığına geçiyoruz' sloganıyla milletin ormanını yok edenler yarına, çocuklarımıza ormansız bir Türkiye bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar" diye konuştu. Harita üzerinden göstererek Çeşme ilçesinde yanan orman alanların, Danıştay tarafından iptal edilen Çeşme Projesi yapılacağı alanla bire bir örtüştüğü belirten Özkan, "Bu bir tesadüf mü yoksa plan mı? Buradan savcıları göreve davet ediyorum. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nı göreve davet ediyorum. Bu basın toplantısı aynı zamanda bir suç duyurusudur. Bu bir plansa, bu plan mutlaka araştırılmalı ve ortaya çıkartılmalıdır. Bu projedeki alanın yanması Çeşme projesinde gösterilen alanın 24 Temmuz'daki orman yangınında yanarak kül olması bir tesadüf müdür, bir planın sonucu mudur? Bunun ortaya çıkması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletiyse eğer bir otokrasi değil de hukuk yürürlükteyse bu tür sabotajların ya da bu tür yangınların araştırılması gerekir. Bu sorunun yanıtını Cumhuriyet Savcılığımızdan araştırma yaparak beklemekteyiz" dedi.

İktidarın Türkiye'nin ekolojisini, ormanını, ağacını koruyamadığını ifade eden Özkan, "Türkiye'yi bu iktidarın eylem ve işlemlerinden korumak gerekiyor. Onun içinde olması gereken şey erken seçimdir. Bu yangınların hemen söndürülmesini istiyorsak, Türkiye'yi bu belalardan kurtarmak, bu tür kirli tezgahlardan kurtarmak istiyorsak o zaman olması gereken şey; erken seçimdir. Ağacımız, kuşumuz, taşımız, toprağımız, bütün canlılarımız için, Türkiye için, erken seçim çağrımızı yineliyorum" diye konuştu.

Bütün bunları kafa karıştırmak için hiçbir yetkisi olmayan belediyelerimizi suçlu gibi göstermek için söylüyorlar

Soruları da yanıtlayan Özkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın orman yangınlarına ilişkin büyükşehir belediyelerine yönelik sözlerinin sorulması üzerine "Yamanlar, iki sene önce yandı. Yamanlar yangınından sonra bölge imara açıldı. Yananın yerine bir tek şey konmadı. O günden bu yana Büyükşehir Belediyemiz yangın söndürme uçağı almak için Ankara'da çalmadık kapı bırakmadı. Ama ne yazık ki derdi orman söndürmek olmayan, derdi propaganda ve propagandayla orman yangınlarının sönebileceğini, propagandayla yeniden orman kazanılabileceğini düşünen iktidar nedeniyle uçuş izni bile alamadılar. Kiralayıp getirebilecekleri uçaklar için uçuş izni dahi alamadılar. Bu iktidarın tamamen bir oyunudur. Saray, bizim ormanlarımızın yok olmasını istemektedir. Büyükşehir belediyelerinin bu işe bulaşmasını istememektedir. Çünkü rant elde etmeye devam ediyor. Bugün yaşadığımız şey zulümdür. Orman köylüsü, şehirdeki insan ve Türkiye doğası için bir zulümdür. Belediyelerimizin elindeki yetkileri tırpanlamışlardır. Belediyelerimize devlet tarafından verilen paraların yarısını bile ödememekteler. Bütün bunları kafa karıştırmak için hiçbir yetkisi olmayan belediyelerimizi suçlu gibi göstermek için söylüyorlar. Bu yangının sorumlusu, söndürmenin gecikmedeki sorumlusu ve bunların tamamıyla ilgili sorumluluk iktidarındır" diye yanıt verdi.

Kaynak: Haber Merkezi