İzmir’in Ödemiş ilçesinde yer alan Birgi Köyü, sahip olduğu kültürel miras ve mimarisiyle Ege’nin en özel köylerinden biri. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan köy, tarih boyunca seyyahların da uğrak noktası oldu.
Tarihin izinde medreseler ve konaklar
Birgi, 1307 yılında Aydınoğlu Beyliği tarafından başkent yapıldıktan sonra önemli bir ilim ve ticaret merkezi haline geldi. Efes’ten başlayarak Anadolu’ya uzanan ticaret yolları üzerinde yer alan köy, döneminin eğitim merkezlerinden biri olarak öne çıktı. Ünlü seyyah İbn Battuta, 14. yüzyıldaki ziyaretinde Birgi’deki ilim ortamını detaylı bir şekilde anlattı. Medreselerdeki derslerin yoğunluğu, müderrislerin itibarı ve misafirperverlik kültürü, o döneme dair çarpıcı bilgiler sunuyor.
Çakırağa Konağı mimarisiyle büyülüyor
Birgi’nin simgesi haline gelen Çakırağa Konağı, 1761 yılında bir deri tüccarı tarafından inşa ettirildi. Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden biri olan bu tarihi yapı, iç mekân süslemeleri ve duvar resimleriyle dikkat çekiyor. Konağın içindeki İstanbul ve İzmir manzaralarıyla bezeli duvarlar, dönemin sanat anlayışını gözler önüne seriyor.
Bir ilim yuvası: Derviş Ağa Medresesi
1657 yılında inşa edilen Derviş Ağa Medresesi, “Darülhadis” ve “Çukur Medrese” isimleriyle de anılıyor. L planlı yapısı ve medrese hücreleriyle dönemin eğitim anlayışına ışık tutan medrese, günümüze kadar ulaşan nadir yapılardan biri olarak dikkat çekiyor. Evliya Çelebi’nin “Nice bin alimler şehridir” sözleriyle betimlediği Birgi’nin ilim geleneğinin canlı kanıtlarından biri.
Doğayla iç içe korunmuş bir miras
Taş döşeli sokakları, ahşap süslemeli evleri ve yemyeşil doğasıyla Birgi, sadece tarih değil aynı zamanda görsel bir şölen sunuyor. 2022 yılında “Dünyanın En İyi Köyleri” listesine dahil edilen köy, geçmişle günümüz arasında yaşayan bir köprü niteliğinde. Birgi, geçmişin izlerini bugünün doğallığıyla harmanlayan nadir yerlerden biri olarak hem yerli hem de yabancı gezginlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.








