Medicana Ataköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, saçın yapısına ilişkin önemli bilgiler verdi. Saçın yalnızca kıl kökünün canlı olduğunu vurgulayan Gençoğlan,
“Kökten üretildikten sonra saç, ölü bir protein iplikçik yapısındadır. Keratin tabakaları üst üste dizilir ve tıpkı bir kozalak gibi birbirini örter. Fön, tarama, yüksek ısı, havuz, deniz ve güneş gibi faktörler bu yapıyı bozarak saçın yüzeyinin aşınmasına neden olur”
dedi.
Biberiye her derde deva değil
Biberiyenin son dönemde saç dökülmesine karşı mucize gibi lanse edildiğini belirten Prof. Dr. Gençoğlan, bu algının bilimsel karşılığının sınırlı olduğunu söyledi.
“Biberiye A ve C vitamini ile polifenoller içerir ancak bu vitaminler çok hızlı bozulur. Kaynatma ve bekletme işlemleri sonrası bu maddelerin saç için biyolojik olarak etkili kalması mümkün değildir. Bu yüzden biberiyenin saç dökülmesini durdurduğuna dair güçlü bilimsel kanıt yoktur”
ifadelerini kullandı.
Serum ve losyonlar köke ulaşmaz
Saç bakım ürünlerinin çoğunun kıl köküne ulaşamadığını vurgulayan Gençoğlan,
“Deriden sürülen ürünler en fazla 2 milimetre emilir. Oysa saç kökü 5 milimetre derinliktedir. Bu nedenle losyonlar ve serumlar köke ulaşamaz. Saç hastalıklarında mezoterapi tercih edilir çünkü ilaç doğrudan iğneyle saç köküne verilir”
diye konuştu.
Saç kremi mutlaka kullanılmalı
Şampuan seçiminin hayati öneme sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Gençoğlan,
“PH 5.5 olan şampuanlar tercih edilmeli ve yıkama sonrası saç uçlarına mutlaka saç kremi uygulanmalıdır. Saç kremi, saçın nemini korur, koparak dökülmesini önler”
dedi. PH bilgisi olmayan şampuanların yüksek alkali içerdiğini vurgulayan Gençoğlan, bu ürünlerin uzun vadede saç yapısını bozduğunu söyledi.
Islak saça fön büyük risk
Yüksek ısının özellikle nemli saça uygulandığında ciddi hasar oluşturduğunu dile getiren Prof. Dr. Gençoğlan,
“Islak saçta içerideki su kaynar ve kılın içinde baloncuklar oluşur. Buna ‘bubble hair’ denir. Saç en çok bu bölgelerden kırılarak dökülür”
ifadelerini kullandı.




