Baba filminin efsane yönetmeni Francis Ford Coppola İstanbul'a geldi
Baba filminin efsane yönetmeni Francis Ford Coppola İstanbul'a geldi
İçeriği Görüntüle

İlk olarak, açık süt genellikle pastörizasyon işleminden geçmediği için zararlı bakteriler içerebilir.

Sağlığı ciddi anlamda tehdit ediyor

Salmonella, E. coli ve Listeria gibi bakteriler, çiğ sütte bulunabilir ve ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu bakteriler, özellikle bağışıklığı zayıf olan bireylerde daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlar, bu tür enfeksiyonlara karşı daha hassastır. Açık süt, uygun sıcaklıkta saklanmazsa bakteri üremesi için ideal bir ortam haline gelir. Yoğurt ise, açıkta satıldığında uygun hijyen standartlarına uymayabilir. Örneğin, açık yoğurt hazırlanırken kullanılan kaplar veya ortam yeterince steril değilse, kontaminasyona yol açabilir. Bu durum, gıda zehirlenmesine neden olabilecek mikroorganizmaların ürüne bulaşmasına sebep olabilir. Ayrıca, açık yoğurdun saklama koşulları genellikle kontrol edilmediği için bozulma riski yüksektir. Bozulmuş yoğurt, tüketildiğinde mide bulantısı, kusma ve ishal gibi belirtilere yol açabilir. Açık süt ve yoğurdun bir diğer riski, uygun denetimden geçmemesidir. Marketlerde satılan paketli ürünlerin aksine, açık ürünlerin üretim süreci genellikle resmi makamlarca izlenmez. Bu da ürünlerin güvenilirliğini sorgulanabilir hale getirir. Örneğin, açık sütün hayvanlardan alınan hastalıkları taşıma ihtimali vardır. Bruselloz gibi zoonotik hastalıklar, pastörize edilmemiş süt yoluyla insanlara bulaşabilir.

İzmir'de de satılıyor

İzmir’de de sokak aralarında at arabaları ile satılan bu ürünler, sağlık açısından ciddi tehditler oluşturabilir. At arabalarında uygun soğutma sistemlerinin bulunmaması, süt ve yoğurdun hızla bozulmasına yol açar. Bu ürünlerin toz, kir ve böceklerle temas etme ihtimali, hijyen riskini artırır. Ayrıca, satıcıların hijyen eğitimi almamış olması, ürünlerin güvenilirliğini daha da düşürür. Bu nedenle, sokak satıcılarından alınan açık süt ve yoğurt tüketimi, halk sağlığını riske atabilir. Ayrıca, açık süt ve yoğurdun besin değeri, uygun olmayan saklama koşulları nedeniyle azalabilir. Sıcaklık değişimleri, ürünlerin vitamin ve mineral kaybına uğramasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, açık ürünlerin içeriği hakkında yeterli bilgi sağlanmaz; bu da alerjen riskini artırabilir. Örneğin, süt alerjisi olan bireyler, açık sütün içeriğini tam olarak bilemediği için risk altında olabilir. Uzmanlar, açık süt ve yoğurt tüketmeden önce kaynağın güvenilirliğini araştırmayı öneriyor. Eğer tüketilecekse, sütün mutlaka kaynatılması gerektiğini vurguluyorlar. Ancak kaynatma işlemi, sütün besin değerini bir miktar azaltabilir. Açık yoğurt için ise üretim ve saklama koşullarının hijyenik olduğundan emin olunmalıdır. Tüketicilerin, açık ürünleri satın almadan önce satıcıdan üretim süreci hakkında bilgi alması önemlidir.

Sonuç olarak, açık süt ve yoğurt tüketimi, özellikle İzmir gibi sıcak iklimlerde, sokak aralarında satıldığında ciddi sağlık riskleri taşır. Tüketicilerin bu ürünleri satın alırken dikkatli olmaları ve mümkünse paketli, denetlenen ürünleri tercih etmeleri önerilir.

Kaynak: Haber Merkezi