Enerji ve maden şirketlerinin faaliyetlerini hızlandırmayı hedefleyen kanun teklifi, 13 Haziran’da AK Partili milletvekillerinin imzasıyla Meclis’e sunuldu. Teklif kapsamında zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılması, acele kamulaştırma yetkilerinin genişletilmesi ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin kısaltılması gibi maddeler yer alıyor. Yaşam savunucuları ve çevre mühendisleri, teklifin geri çekilmesi çağrısında bulundu.

Zeytinlikler sökülebilecek, çiftçiye kira ödemesi dayatılabilecek

Teklifin 11. maddesine göre, elektrik üretimine yönelik madencilik faaliyetlerinin zeytinlik alanlarda yürütülmesinin önü açılıyor. Zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmaması durumunda ise, kamu yararı gerekçesiyle maden faaliyetine izin verilebilecek. Ayrıca, taşınmazı kamulaştırılan çiftçilere yeni oluşturulacak zeytinlik alanların “uygun bedelle” kiralanabileceği belirtiliyor.

Yaşam savunucuları: Zeytinime dokunma!

Ekoloji örgütleri, “Zeytinime dokunma” diyerek kanun teklifine karşı mücadele başlattıklarını duyurdu. Teklif ile Zeytincilik Kanunu’nun etkisiz hale getirildiğini vurgulayan yaşam savunucuları, acele kamulaştırmaların Cumhurbaşkanı yardımcısı başkanlığındaki kurul kararına bırakıldığını ve MAPEG’e geniş yetkiler verildiğini belirtti.

ÇED süreçleri hızlandırılıyor, denetim zayıflatılıyor

Yeni düzenlemeyle, madencilik ve enerji yatırımlarının izin ve ÇED süreçlerinin eş zamanlı yürütülmesi öngörülüyor. Bu durumun yatırımları hızlandıracağı, ancak doğa koruma mekanizmalarının zayıflatılacağı eleştirileri yapılıyor.

Çevre mühendislerinden tepki: Takipçisi olacağız

Çevre Mühendisi Yakup Ateş, teklifin “yeşil kalkınma” söylemiyle sunulmasına karşın, fosil yakıt kullanımını teşvik ettiğini ve çevresel etkilerin göz ardı edildiğini ifade etti. Ateş, “Bu teklifin ne denli çevreci olduğunu araştıracak ve takipçisi olacağız” dedi.

Kanun teklifi neler getiriyor?

Teklifin gerekçelerinde; Türkiye’nin 2035 yılına kadar yenilenebilir enerjiden elektrik üretimini yüzde 65’e çıkarma hedefi doğrultusunda bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi gerektiği savunuluyor. Ancak aynı metinde, kömüre dayalı üretimin “milli çıkar” olarak görüldüğü belirtiliyor. Bu da teklifin çevreci kaygılardan çok enerji politikalarına odaklandığı eleştirilerini beraberinde getiriyor.

Gelişmeler izlenmeye devam ediyor…

Yasa teklifinin komisyon aşamasında revize edilip edilmeyeceği merak konusu olurken, çevre örgütleri ve uzmanlar sürecin demokratik ve şeffaf şekilde yürütülmesini talep ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi