İl Sağlık Müdürlüğüne yaklaşık 50 mağdurun Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde bazı hastalardan haksız kazanç elde edildiği şikayeti üzerine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.
Doktorların odasına kamera sistemi yerleştirildi
Soruşturma kapsamında Mali Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı (MASAK) incelemesi sonucunda, zanlıların "bağış" adı altında bıçak parası talep ederek yaklaşık 10 milyon lira haksız kazanç elde ettiği tespit edildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilere yönelik 5 ay süren fiziki ve teknik takip gerçekleştirdi. Çalışmalar kapsamında hastanede doktorların odalarına kamera sistemi yerleştirildi. Çalışmaların tamamlanmasının ardından ekipler, İstanbul, Mersin ve Tekirdağ'da düzenlediği eş zamanlı operasyonda aralarında bir profesör, bir doçent ve 3 doktorun da bulunduğu 11 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.
Sağlık sektörünün karanlık yüzü; bıçak parası
Bıçak parası, sağlık hizmetlerinde hastaların karşılaştığı en ciddi bir konudur. Peki, bıçak parası nedir? Bıçak parası almak suç mu? Sağlık hizmetleri, her vatandaş için en temel ihtiyaçlarından biri. Ancak zaman zaman kişilerden kaynaklanan sorunlar nedeniyle sağlık hizmetleri alırken olumsuz durumlarla karşılaşmak mümkün olabiliyor. Bu durumlardan biri de "bıçak parası" olarak adlandırılan ve ameliyat öncesinde hastalardan talep edilen bir ücret.
Bıçak parası nedir?
Bıçak parası, ameliyat öncesinde hastalardan doktorlar veya sağlık personeli tarafından talep edilen ek bir ücret olarak tanımlanabilir. Bu ücret, genellikle resmi sağlık hizmetlerinin dışında ve kayıt dışı bir ödeme olarak kabul edilir. Bıçak parası, sağlık hizmetlerinin resmi ücret tarifesine dahil olmayan ve hastaların ekstra bir ödeme yapmasını gerektiren bir uygulamadır. Bıçak parası talep edilmesi, Türkiye'de yasalar tarafından kesinlikle yasaklanmıştır. Resmi sağlık hizmetleri kapsamında sunulan her türlü ameliyat ve tedavi, belirlenmiş ücret tarifeleri üzerinden gerçekleştirilmelidir. Bıçak parası talep eden sağlık personeli, yasalar çerçevesinde suç işlemiş sayılır ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Hastalar, böyle bir durumla karşılaştıklarında Sağlık Bakanlığı'na veya ilgili makamlara şikayette bulunma hakkına sahiptir. Bıçak parası, irtikâp, rüşvet, görevi kötüye kullanma, sağlık hakkının bireyler tarafından kullanılmasına engel teşkil eden ve sağlık personelinin hasta veya hasta yakınından menfaat temin etmesi olarak bilinen bıçak parası, Türk Ceza Kanunu açısından yaptırım uygulanması gereken bir eylemdir. Kamuoyunda “bıçak parası” ya da “ameliyat parası” olarak bilinen ve toplumda genel kabul görmüş algıya göre alınan sağlık hizmetinin bir gereği kabul edilen ve yasal hiçbir dayanağı bulunmayan ödemelerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri karşısında suç olduğu konusu izahtan varestedir. Her ne kadar söz konusu talebin suç kapsamında olduğu hususunda tereddüt bulunmasa da kamu görevlisinin görevi gereği sunmuş olduğu hizmete ilişkin herhangi bir yasal ya da hukuki dayanağı bulunmayan maddi/manevi menfaat talebinin, TCK’nin “ Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” bölümünde tanımlanan suç fiillerinden hangisinin konusunu oluşturduğu hususu ve buna bağlı olarak uygulanacak yaptırımın ne olduğu konularının tartışılması ve suçta ve cezada kanunilik prensibin de dikkate alınarak ilgililer hakkında işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Doktorların görev ve sorumlulukları
T.C. Anayasasının 56’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasında, “ Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.” denilmek suretiyle idari otoritenin sağlık hakkı kapsamındaki sorumluluklarına yönelik genel çerçeve çizilmiştir. Kamusal makamlar, sağlık hakkı özelinde yüklenmiş olduğu sorumlulukların ve yükümlülüklerinin gereğini personelleri vasıtasıyla yerine getirecektir.
22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları İle Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş Ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin Sağlık Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımları başlıklı ekinde tabip ve uzman tabiplerin göreve ve sorumluluklarına yönelik hükümler belirlenmiştir. İlgili yönetmelik ekinde tabip ve uzman tabiplerin görev tanımlarından birisi de “ tıp ve uzmanlık eğitimi sırasında kazanmış olduğu bilgi, beceri ve tutum çerçevesinde, tıbbi ilke ve yöntemleri uygulayarak birey ve toplumu sağlık sorunlarından, hastalıklardan ve yaralanmalardan koruyucu tedbirleri alır, tanı, tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları yapar ve olası komplikasyonların önlenmesi için çalışır. ” şeklinde açıklanmıştır. Yukarıda yer verilen hükümleri dikkate aldığımızda uhdesinde bulunan kamu görevi gereği tabiplerin ve uzman tabiplerin toplumun ve bireyin sağlığının tesisi adına her türlü tanı, tedavi ve iyileştirme hizmetlerini sunması asli görevlerinden ve sorumluluklarından bir tanesidir. Doktorların, bireyin sağlık hakkına yönelik devletin pozitif yükümlülüğü ile ilgili olarak sunmuş olduğu kamusal faaliyetlerin bir unsuru olarak sundukları hizmetleri neticesinde sahip oldukları mali haklar asli ve tali birçok düzenleme ile hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenlemeleri dikkate aldığımızda, tabiplerin ya da uzman tabiplerin görev ve sorumluluklarının bir parçası olan teşhis, tanı ve tedaviye yönelik hizmeti neticesinde, kendilerine kanun ve alt düzenlemelerle tanınan hakların ötesinde hizmeti alandan talep edebilecekleri maddi ya da manevi herhangi bir parasal ya da para ile ifade edilebilen bir talepleri kanunen ve hukuken mümkün değildir. Kamu görevlisi tarafından esasında asli sorumluluk ve görev kapsamında bulunan bir sağlık hizmeti için maddi/manevi menfaat talebinde bulunulması ilgili personelin haksız bir kazanç elde etmesi sonucunu doğurduğu gibi sağlık hizmetlerinin sevk ve idaresi açısından doğuracağı sorunlar neticesinde kamu sağlığı adına tehlikeli bir durum olarak karşımıza çıkacaktır. Korunması gereken hukuki yararın önemi dikkate aldığımızda, öncelikle toplumda “bıçak parası” ya da “ ameliyat parası” olarak bilinen menfaat talebini, esasında bir suç fiili olduğu farkındalığı oluşturularak muhtemel taleplerin fail ve mağdur tarafından keskin bir şekilde kavranması suretiyle önlemek, buna rağmen suç fiilinin işlenmesi durumunda suç teşkil eden bu fiillerin hukuka uygun yol ve yöntemlerle ortaya çıkarılarak sorumlularına yargı önünde hesap sorulması gerekmektedir.





