Dünya çapında kurumlar yapay zekâyı güvenlik süreçlerinin merkezine yerleştirirken, araştırmalar bu hızlı dönüşümün yeni tehdit alanları oluşturduğunu gösteriyor. Yapay zekâ tabanlı araçlar, şüpheli aktivitelerin tespiti ve risk yönetiminde kritik avantajlar sağlasa da, aynı teknoloji kötü niyetli kişiler tarafından da aktif biçimde kullanılmaya başlanıyor.
Saldırganlar da yapay zekâyı kullanıyor
Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş. CEO’su Perviz Altay, kurumların yapay zekâ yatırımlarında fırsatlar kadar tehditleri de dikkate alması gerektiğini belirterek, “Saldırganlar da aynı teknolojiyi kullanıyor. Hassas verilerin işlenmesi, API güvenliği, shadow IT, anonimleşmeyen verilerin istismarı ve model güvenilirliği yeni risk alanlarını oluşturuyor” dedi.
Altay, işletmelerin yapay zekâyı hızlıca sistemlerine dahil ettikçe uzun vadeli kaygıların da arttığını, birçok kuruluşun yapay zekânın önümüzdeki üç ila beş yıl içinde siber tehditleri artıracağına inandığını söyledi.
“Sıfırıncı gün açıkları tehlikeyi net gösteriyor”
Altay, uluslararası testlerde birçok yapay zekâ modelinde henüz keşfedilmemiş güvenlik açıklarının tespit edildiğini belirterek, “Bu sonuçlar, yapay zekânın varsayılan olarak güvenli olmadığını ortaya koyuyor. Doğru yapılandırılmayan her model, kurumları daha savunmasız hâle getirebilir” ifadelerini kullandı.
Güvenlik daha ilk adımda entegre edilmeli
Yapay zekâ entegrasyonunun yalnızca teknik değil, hukuki ve operasyonel boyutları olan çok katmanlı bir süreç olduğunu söyleyen Altay, “Zero-trust mimarisi, API güvenliği, uç nokta koruması, tehdit istihbaratı ve veri anonimleştirme, yapay zekâ döneminin temel güvenlik gereklilikleridir” dedi.
Fazlanet’ten bütünleşik güvenlik modeli
Altay, Fazlanet’in kurumlara sunduğu çözümlerin yapay zekâ destekli saldırılara karşı hem teknolojik hem de organizasyonel koruma sağladığını belirterek, “Biz sadece ürün sunmuyoruz; bu yeni dönemi okuyarak kurumların yol haritasını oluşturuyoruz” diyerek iş dünyasına dikkatli olunması çağrısında bulundu.




