Kış aylarında sık görülen soğuk algınlığı belirtileri her zaman viral enfeksiyonlardan kaynaklanmayabilir. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Pervin Avcı, geçmeyen burun akıntısı, hapşırma ve göz sulanması gibi şikâyetlerin “akar alerjisi” ile ilişkili olabileceğini söyledi. Dr. Avcı, “Ev tozu akarları özellikle soğuk havalarda yatak, yorgan ve yastıklarda biriken ölü deri hücreleriyle beslenerek çoğalıyor. Bu nedenle belirtiler mevsimsel değil, ev kaynaklı olabilir” uyarısında bulundu.
“Geçmeyen nezle, akar alerjisi olabilir”
Alerjik rinit olarak da bilinen kış saman nezlesinin, çoğu zaman evdeki toz akarları, evcil hayvan tüyleri ve küf gibi alerjenlerden kaynaklandığını belirten Dr. Avcı, “Soğuyan havalarda daha fazla kapalı ortamda bulunmamız burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırma ve göz kaşıntısı gibi belirtileri artırıyor. Bu semptomlar haftalarca sürüyorsa, basit bir nezleden fazlası olabilir” dedi.
Dr. Avcı, soğuk algınlığı ile alerjinin sık karıştırıldığını da belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Soğuk algınlığı genellikle 7-10 gün içinde geçer, ancak alerjiler haftalarca hatta aylarca sürebilir. Boğaz ağrısı daha çok enfeksiyonu gösterirken, yüzde kaşıntı, göz sulanması ve berrak balgam alerjiyi düşündürür. Alerjideki balgam şeffaf olurken, enfeksiyonda sarı ya da yeşile döner.”
Akarlar sıcak, nemli ve kapalı alanları seviyor
Ev tozu akarlarının özellikle sıcak ve nemli ortamlarda çoğaldığını vurgulayan Dr. Avcı, “Akarların kendisi değil, dışkılarında bulunan protein yapısındaki maddeler alerjik reaksiyonlara yol açar. Üstelik bu etki, akarlar öldükten sonra bile devam eder” dedi.
Kışın ısıtıcıların kullanımıyla nem oranının artması, eşyaların sıkıca kapatılması ve uzun süreli kapalı ortamda kalmanın akarların çoğalmasına zemin hazırladığını belirtti:
“Havalar soğudukça insanlar pencereleri kapatıyor, bu da havalandırmayı azaltıyor. Sonuçta ev içinde akar yoğunluğu artıyor ve alerjik belirtiler daha sık görülüyor.”
Uzmandan evde alınabilecek önlemler
Dr. Avcı, akarlarla mücadelede düzenli temizlik ve sıcak suyun önemine dikkat çekti:
“Yatak takımlarını haftada en az bir kez 60 derece suda yıkayın. Yüksek sıcaklıkta yıkanamayan ürünleri ütüyle dezenfekte edin. Alerjisi olanlar yastık, yorgan ve yataklarda toz geçirmeyen, anti-alerjik kılıflar kullanmalı. Kalın halılar, pelüş koltuklar ve toz tutan kumaşlar akarların yaşam alanıdır, bu eşyalar güçlü bir elektrik süpürgesiyle sık sık temizlenmelidir.”
Nem oranının da kritik bir faktör olduğunu belirten Dr. Avcı, “Evde nem oranı yüzde 40-50 arasında tutulmalı. Banyolu yatak odalarında havalandırma sistemi kullanılmalı, nemli havlular asla odada bırakılmamalı” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Pervin Avcı, son olarak şu uyarıda bulundu:
“Uzun süredir geçmeyen nezle şikâyetleri yaşayan kişiler, hastalığın mevsimsel değil ev kaynaklı olabileceğini göz önünde bulundurmalı. Basit önlemlerle hem akar yoğunluğunu azaltmak hem de sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmak mümkün.”